26. BÖLÜM

1.1K 260 77
                                    

"Niye mecburdun niye söyle?" dedi Berken, meraklı bir tavırla.

Baran söyleyecek gibi bakıyordu. Anlatmak istiyordu, ama nerden nasıl başlayacağını bilmiyordu. Derin bir nefes alıp karşısında kulaklarını açmış söyleyeceklerini duymak için can atan Berken'e baktı. Ve titreyen sesiyle,

"Dayım Berat'ın katili..!"

"Ne demek dayım Berat'ın katili." Dedi Berken gözlerini kısıp dişlerini sıkarak. "Babam bu kadarını da yapmamıştır."

"Vurmuş, benim kan kardeşimin katili olmuş. Ve sadece Helin'i sevdiği için öldürmüş."

Berken bu duyduklarına kafasını salayarak tepki gösterdi. İnanmıştı inanmak istemediğine. Ama yinede bir delil görmediğinden babasını suçlamadı. Tâki Baran'ın ona doğru uzattığı günlüğe kadar.

Eline alıp okudu tek tek tüm sayfaları. Günlüğün kapağı kapandıktan sonra duyulan yüksek ses,

"neden baba nedeenn..!" olmuştu.

Bir kaç dakika sonra Berken sakinleşince Baran'ın yanına oturdu. Son derece üzgün olan Baran'a hem üzülüyor hem kızıyordu. Büyük olabilirdi sebebi ama yinede kardeşini terk etmemesi gerekti. Fazla üstüne gitmek istemedi. Konuşmasına hiç alakası olmayan yerden başladı.

"Hayatım boyunca senden pek haz etmedim" Diye söylediğinde Baran ona ne diyor bu dercesine bakmıştı.

"Çünkü ben senin samimiyetine hiç inanmadım. Yalakalığına, sinsiliğine..." Diyerek Berken sözünü tamamladı. Bu esnada avucunda tutup sıktığı taşı elinde rahatlatarak konuştu Baran.

"Samimiyetsizdim.. yalakaydım çünkü varya ben seni ailenden kıskandım. Ama senden hiç bir zaman nefret etmedim."

"Nefret çok tuhaf bir his biliyon mu? Bazen nefret ettiklerinin bile zarar görmesini istemezsin. Ben de senin zarar görmeni hiç bir zaman istemedim." Dediğinde elini Baran'ın omuzuna açmıştı. Şimdi asıl konularına geri dönmüşlerdi. Söze yine Berken başlamıştı.

"Şimdi ne yapacan her şeyi görmezden mi gelcen? Helin'e gidip bunları baştan sona anlatmamız lazım."

"Sakın ha sakın Helin bilmesin. Dayıma düşman olur. Hem bu saaten sonra zaten geri dönüş olmaz."

Berken ayaklandı elini Baran'a uzatıp yerden kaldırdı.
"Sen şimdi evine geri dön. Sakin kafayla düşün. "

"Helin'e söylemeyecene söz ver. "

"Tamam söylemem... Ama babama söyleyecem . Hem ne bilirsin belkide babam öldürmedi."

Baran yutkundu. Olabilir miydi kan kardeşini öldüren kişi dayısı olamamış olabilir miydi? Bilmiyordu tek bildiği kalbinin çok yandığıydı. Berken aracına doğru ilerlerken Baran da arkasından ilerliyordu. İlerlediği esnada da kısmış olduğu sesiyle mırıldandı.

"Ben intikamı Helinden almam ben intikamı mı dayımdan alcam. Hemde öyke alıcam ki.."

***

Odanın içinde bir o yana bir bu yana dönüp duran Berdil sevdiği adam için son derece endişeleniyordu. "Vurdu mu yoksa Baran'ı" demekten kendini alıkoyamıyordu. Pencereden gözlerini ayırmıyordu. "Ne oldu ki yoksa Berken katil mi oldu?" Hep negatif düşünceler içerisindeydi. Ee sevdiği adam sabah işe gidip akşam gelenlerden değildi. Konakta olay ve kargaşa eksik olmadığı için mutlaka günün belirli saatlerinde konakta bulunurdu. Hem sevdiğinin ailesi de göz önündeydi. Biraz tuhaf insanlardı.

Beş.. on.. on beş dakika derken pencerenin önünde beklerken dua etmeyi de ihmal etmeyen Berdil'in gözlerine uyku çökmüştü. Zaten dün doğru düzgün uyuyamamıştı.

BİR GÜLÜŞE BİR ÖMÜR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin