16.BÖLÜM

1.9K 698 430
                                    

Silah sesleriyle konaktakiler uyanmış hatta kendilerini saklayacak delik araramaya başlamışlardır bile. Berken'in bulunduğu odaya sıkılan kurşunlar azalmıştı. Şimdi başka odaya ateş ediyorlardı. Berken devirdiği yatağın arkasında yanında Berdil ile birlikte duruyorken silahının bulunduğu çekmeceye doğru kolunu uzatarak silahını çıkarttı. Silahı eline alarak dikatlice ayaklandı. Vakit kaybetmeden çıkmak için kapının kulpuna dokundu. Kapının kulpunu aşağıya indirip kendine doğru çektiği esnada, Berdil kapıya sırtını dayadı. Berdil gitme manasında bakıyordu.
Bile bile ölüme gitmesini istemiyordu.
Ona engel olmak için bir kaç söz sarfetti. "Berken sen ne yapıyorsun? Saçmalama lütfen dışarıda sayısını bilmediğimiz kadar adamlar var. Elleri silahlı karşılarına çıkarsan delik deşik olursun."

Hızlı hızlı hiç soluk almadan tedirgin bir ses tonuyla söylemişti. Adamın gözlerine baktığında ikna olmuş gibiydi. Fakat o gitmek için yine direndi.

"Çekil önümden burada saklanacak değilim. Ya ailem zarar görü- " Tam da bu esnada camı kırılan pencereden içeri giren kurşun tanesi sağ taraflarında olan aynayı parçalamasıyla Berdil koca bir çığlık attı. Genç kadına "çömel" diyen kocası başından tutup çömeltmişti.

"Gitme... gitme... gitme!" Berdil korkuyla bu kelimeleri sayıklarken, Berken'in ellerini sıkıca tutmuş bırakmıyordu.

"Tamam sakin ol. Hiç bir yere gitmiycem."

Bir süre bekleyişten sonra, silah sesleri tamamen durmuştu. Berken yanı başında ellerini sıkıca tutan karısına başını dönüp,"iyi misin?" diye sordu.

"İyiyim." Dediğinde genç kadın ellerini geriye çekti.

"Sen burda kal." Berken ayaklanıp kapıyı doğru ilerledi. Hızlı bir şekilde kapıdan çıktı. Şu an genç adamın aklında olan tek şey, ailesinin zarar görüp görmemesiydi. Korkuyla adımlar atarken bir yandan da aklından kötü seyler düşünmekten kendisini alıkoyamıyordu. Kardeşinin odasına ne ara vardığını bile anlamamıştı. Oyle hızlı adımlarla yürümüştü ki..

"Helin!" Diyerek kapıyı korkuyla açtı. Bir yanıt alamadığı için öylece kapının aralığında kalıp gözleriyle etrafa bakmakla yetindi. Etrafta çok sayıda cam parçacıkları vardı. Etrafa baktığında kardeşini göremiyordu. Odada iki, üç adım attı. Kardeşinin odada biryerde saklandığını ümit ederek tek saklanabilecegi yerinde elbise dolabının içi olduğunu tahmin ederek dolaba doğru yaklaştı. Dolabın iki kulbunuda tutup kendisine doğru çekti. Tahmin ettiği gibi kardeşi ordaydı. Korkuyla kendisini saklıyordu. Kendini iyice sıkarak oturmuş, kulaklarını, gözleri gibi sıkı sıkı kapatıyordu. Berken'in bu duruma adeta içi gitmişti. Hafif eğilerek, kardeşinin omuzunana hafif bi dokunuş yaparak ona bakmasını sağladı. Kardeşinin yüzüne baktığında korkusunu anlayabilmişti. Elini kardeşine uzattı ve onu dolaptan çıkarttı.

Helin öyle korkmuştu ki,"abim!"diyerek hıçkırıklara boğularak sıkıca sarıldı .

"Tamam tamam geçti. Bitti bak gittiler. Sakin ol."

Berken, kardeşini yatağa sokup üstünü örttü. Elleriyle kardeşinin saçını okşayıp, saçından da öpüp oradan ayrıldı. Kardeşinin zarar görmemesi onun içini rahatlatmıştı. Odadan çıktığında tam karşısında dedesinin odası vardı. Dedesinin yanına gitmek için bir kaç adım atar ama konağın avlusunda duyduğu bağrışmalarla direkt merdivenlerden aşağıya inmeyi tercih etti. Bir yandan basamakları iniyor diğer bir yandan da gözleriyle avluya bakıyordu. Bu bakma esnasında rahat bir nefes almıştı. Dedesi, babası, annesi vede Amed iyi durumdalardı.

Duyduğu bu kalın ses babasından geliyordu. "sizi ben niye diktim buraya?Lan siz niye saklanıyonuz?" Babası kapının önüne diktiği adamları azarlıyordu.

BİR GÜLÜŞE BİR ÖMÜR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin