25. BÖLÜM

1.2K 259 65
                                    

Berken daha fazla düşüncelere dalmak istemiyordu. Sandalyeden kalktı. Kalktığı esnada da sandalyeye bir tekme atmıştı. Sandalyelerin neredeyse hepsini tekmeleye tekmeleye kırmak öfkesini o sandalyelerden çıkarmak istiyordu. Ama bunun bir fayda vermeyecegini kavramaya çalıştı ardından derin bir nefes aldı. O orda ki sandalyeleri parçalmayacaktı o gidip kardeşine destek vericekti. Sonunda ökesini sandalyelerden çıkarmayıp kardeşinin odasına varabilmişti. Kardeşinin kapısının dibinde Berdil duruyordu. Kapı kulpuna elini dayamış, sırtını duvara yaslamış bir vaziyette.

Neden kapının önünde bekler ki? Diyerek içinden geçirmişti. Daha sonra bu soruyu sormak yerine aslında cevabını bildiği bu soruyu sordu.

"Helin içerde mi?"

Berdil'den cevap duymadan kardeşinden çığlık duydu.
"Nedeen! Baran nedeen!" diyerek atmıştı çığlığını. Berken daha fazla kardeşinin bağırmasını kendisini yıpratmasını istemiyordu. Direkt odaya girmek için kapı kulpuna dokundu. O esnada kapı kulpunda Berdil'in eli olduğunu görmemişti. Üste onun eli vardı ve o an elini çekmemişti. Göz göze geldikleri anda elini çekmişti. Tabi onun elini çekmesiyle Berdil'de elini çekmişti. Berdil'in halâ kapı önünde beklemesi ona bu soruyu sordurtmuştu.

"Sen niye kapı önünde beklersin?"

"Annen odaya girmemi istemedi. Odaya gireceğim sırada kapıyı yüzüme kapattı."

"Oofoof anam bu durumda bile düşmanlık eder. Bilmem anam ölen amcamı neden bu kadar düşünür. Hadi sende gir içeri. Helin'e teselli ver. "

Berken içeriye girişini yaptı. Berdil ise kapı eşiğinde bir kaç dakika durdu. Kafasının içinde Berken'in az evvel söylediği, "annam ölen amcamı neden bu kadar duşünür." sözü yankılanıyordu. Korku sarmıştı içini ya Berken ölen amcasının aslında babası olduğunu öğrenirse diye. O anda bir yere odaklanıp dalan gözleri odadan gelen hıçkırıklarla dağıldı. İçeriye girip kapıyı örttü. İçeriye girdiği esnada kaynanası çatık kaşlarla ona bakmıştı. Bu çatık kaşları ne o nede Berken umursamamıştı.

Berken kardeşine, "geçicek her şey geçicek. Göz yaşlarını daha fazla akıtma" diye söyledi ve sarıldı.
Ordan Berdil'de, "lütfen Helin daha fazla kendini yıpratma. Muhakkak vardır bu olanların bir açıklaması" diyerek teselli vermeye çalışıyordu.

Helin bu sefer bağrışlarını kesip içinden ağladı. Berken kardeşinin sağ tarafinda otururken, Berdil'de sol tarafına geçti. Helin başını ağbisinin omzuna yaslarken sol tarafında duran Berdil'in de elini tutmuştu . Bir vakit sonra Helin gözlerini kapatıp uyudu. Berken kardeşinin başınını omuzundan yavaşca çekip ayağa kalktı. Kardeşinin üzerine bir battaniye ile örttü.

Ardından Berdil ve anasına dönüp,

"Başında beklemeyin. Hadi gidil uyuyalım ve sabah oluncada ben gidip o Baran'ı bulup hesap sorayım." Berdil çıkmıştı. Anası hâlâ çıkmamıştı. Anasının omuzuna dokundu. "Ana üzülme üzüldüğünü belli edipte Helin'i de üzme."

Birgül kızının uyuduğu bazanın aşağısına bir minder çekip oturdu.
"İkı evladımda yalnış kişilere sevdalanmış. Ama heç üzülmeyin yavrularım ben o kalbinizde ki sevgiyi çekip koparırım." Diyerek mırıldandı koca öfkeli kadın.

***

Konakta sabah olmuştu. Konak daha dünden kalma tamamlanamayan düğünden kalan dağınıklıklarıylaydı. Hizmetçiler erkenden kalkıp iş başına koyulmuşlardı.

Berdil'de erken uyanmıştı. Tabi ondan önce neredeyse tüm konak uyanmıştı. Zaten kimsenin gözüne uyku girmemişti ki. Sabaha kadar dün olanları düşünmüşlerdi. Berdil dün gece üzerindekilere uyuyuvermişti. Kalktığında ilk iş üzerinde ki şık elbiseyi çıkartıp normal gündelik giydiği kıyafeti giymek oldu. Dün Berken'in ona hediye ettiği elbiseyi en güzel yerde saklamıştı. Ardından Helin'in hâlini görmek için aşağı katta indi. Odaya vardığında kapıyı usulca açtı. Helin hâlâ uyuyordu. Yada sadece gözlerini kapatıyordu. Onu tek başına bırakacağının daha doğru olacağını düşündü ve adımlarını alt kata taşıdı.

BİR GÜLÜŞE BİR ÖMÜR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin