Berken konaktan çıktığında önünü kaplayan dar sokaklarda yürüyordu. Aracına binmemişti o an yürümeyi tercih etmişti. Annesinin az evvel söyledikleri kulaklarında çınlıyordu. Ne kadar saçma konuşmuştu, abuk sabuk. Az biraz daha yürümüştü bu düşüncelerle. İstediği mekana gelince önce durdu, etrafa göz gezdirdi ardından cebinde taşıdığı telefonu çıkardı. Rehbere girip Havin'in numarasına tıkladı. Havin telefonu açınca,"Havin müsaitsen aşağı insene senlen önemli bir şey konuşucam" diye söyledi. Havin apar topor koca bir heyecanla evden çıkmıştı. Berken'e doğru gülümseyerek hızlı adımlarla ilerliyordu. Karşısına vardığında,
"meraba nasılsın?" diye sordu Berken.
"Eyiyim sen nasılsın?" dedi Havin.
"Bende iyiyim. Benim sana deyeceklerim var."
"Söyle dinlerim sen yeter ki bana bişeyler şöyle. "
"Söyleyeceklerim senin açından pek eyi değildir. "
Havin bu son sözle yüzünü assada merakından dinlemek istedi. Berken ise söze nerden başlayacağını bilmiyordu. İlk olarak boğazını temizlermiş gibi yaptı ama temizlemedi, ardından ellerini saçlarının arasına koyup yalandan kaşımaya başladı. Hafif kıstığı sesiyle ilk cümlesi, "Havin öncelikle seni yarı yolda bıraktığım için kusura bakma" olmuştu. "Ne desen haklısın ama sen artık beni bekleme çünkü ben Berdil'i seviyom." Diye söylendiği esnada Havin delirmişcesine kahkaha attı. İnanamamış, kabullenmemişti. En baştan beri zaten en büyük korkusu buydu. Şimdi uzak, çok uzak olucak yüzünü bile göremiyecekti. Dizlerini kırıp bacaklarını çakıl toprak demeden yere bıraktı. Bir yandan haykırarak ağlarken diğer yandan ise bir çare Berken'in bileğinden tuttu. Berken'in arkası dönük olduğundan Havin'in yüzüne bakmıyordu.
"Yapma Berken bırakma beni!"
Berken bileğini Havin'in ellerinden çekti ve oradan uzaklaştı. Ardında kalmıştı Havin. Daha fazla umutlandırmaması iyi olmuştu. En başta söyleyecekti fakat anası buna mâni olmuştu. Kalabalığa doğru giden yol vardı şimdi karşısında. İnsanın içini sıkan bu kalabalığa yönelmedi sağ yapıp tenha yoldan yürüdü. Tenha ve sesiz yolar insanların düşüncelerini daha netleştirirdi. Adım adım ilerlerken bir ara durdu ve arkasını döndü. Ne yapıyordu ne ediyordu bilmiyordu. Bildiği, sevdiği kadın ile boşanmak istemesede boşanması gerektiğiydi. Elini cebine attı. Cebinden çıkardığı telefonla ilk işi yakından tanıdığı avukat arkadaşını aramak oldu. Avukat arkadaşından hemen konum atacağı yere gelmesini istemişti. Elinde boşanma kağıtlarıyla gelmesini ayriyeten istemişti.
***
Berken bir süredir aracında avukat arkadaşını beklemekten gözlerini kapatmış, başını da direksiyona dayamıştı. Derin düşüncelere dalıyordu he yani onun düşünceleri neydi sanki? Ne olucak sevdiği kadındı Berdil'iydi. Ne yapıcak, nasıl boşanıcaktı hiç kolay olmayacaktı bunu iyi biliyordu. Bu düşüncelerle nerdeyse gözlerinin yorgunluğuyla uykuya dalıcakken, camın tıklanmasıyla önce irkildi sonra soluna bakınca avukat Aykut'u görmesiyle aracına binmesini istedi. Avukat yan koltuğa oturur oturmaz,
"Berken apar topar çağırdın beni. Sen gerçekten boşanmak istiyon mu?"
"Evet desem yalan olur, hayır desem zarar olur. "
Berken bu cümlesiyle beraber koca bir off çekip aracı çalıştırdı ve aracı konağa doğru sürdü. Araç konağa vardığında ilk olarak aracı durdurup kendisini dışarı attı. Araçta bunalmış, sıkışmıştı. Ardından avukat bey çıkmıştı.
Berken konağın büyük kapısından anasının onu Havin'le gelmesini beklediğini bile bile elinde ki boşanma kağıtlarıyla girmişti. Anası durumu anlayınca bir şey demeden sesizce odasına çekildi. Berken ise anasına aldanmayıp adımlarını yukarı kata taşıdı. Berdil pencereden onun gelişini görmüştü. Heyecanla odadan çıkıp koridorun sonuna kadar koşmuştu. Dahada koşardı ama koridorun sonunda karşılaşmıştı sevdiğiyle. Hafif gülümsemeyle ona doğru bir kaç adım atarken merdivenlerin ardında beliren daha önce görmediği adamla karşılaştığında adeta yüzü düşmüştü. Zorla yutkunmuş, olduğu yerde durmuştu. İyi giyinmiş, kravat, ceket ve elinde dosya çantası taşıyan adamın avukat olduğunu anlamıştı. Sırtını duvara yaslayıp merdiven koluna elini dayadı. Berken ona doğru ilerliyordu avukatta ona eşlik ediyordu. Karşısına vardığında Berken avukattın uzattığı kağıdı elinden alıp karısına uzattı. Ve zorda olsa bu kelimeleri kulandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GÜLÜŞE BİR ÖMÜR (Tamamlandı)
Romanceİnsan tanımadığı bir insanla ansızın evlenir mi ? Onlar evlendi hem de sadece aileleri için. Adam sırf ailesi istedi diye, kadında ailesine zarar gelmesin diye bu evliliğe razı oldu. Nefret kin dolu bir aile tarafından büyüyen ailesi tarafından en u...