29. Bölüm

1.1K 279 11
                                    

Berken şirkete gitmiş sonunda kaç gündür biriktiği işlerini haletmişti. Zaten uzun zamandır tam da evlendiğinden beri şirkete tek tük uğruyordu. Babası her gün orda olsa da o yoktu. Ya konaktaydı, ya da başı beladaydı.

O konakta yokken Berdil önce mutfaktaki işlere yardım etti. Tabi sadece Ayten teyzesine yardımcı olmak için. Aksi taktirde ötekilere gıcık oluyordu. Mutfakta iş kalmayınca odasına çıkmıştı. Ee ne yapsaydı avluda boş boş gezsemiydi. Onu da isterdi ama avlunun baş kösesinde konağın hanımı çayını yudumluyordu. Ondan gizlene gizlene odaya kadar çıkmıştı. Şimdi onu yap, bunu yap, katilin kızı laflarını hiç işitmek istemiyordu. Karşılaşmadıkları için rahat bir ohh çekip odaya girdi. Odada gördüğü manzarayla hafif bir çığlık attı. Nefes nefese kalan sesiyle, "sen burda ne arıyorsun?" diye sordu. Kalbi korkudan hızla atmıştı.

"Sana söylemem gereken önemli bir konu var." Diye söyleyen ünüversiteden  arkadaşı olan Sait'idi. Nasıl bu konağa girmişti. Hemde dışarda nöbet tutan onca adam varken. Hadi konağa girdi odaya nasıl girmişti. Bunu anlamaya çalışmıştı ama bir türlü anlayamamıştı.
Bunu öğrenmek için,"Sait sen buraya nasıl girdin?"diye sordu.

Berdil sorduğu sorunun cevabından önce ona bakılan derin bakışlarla karşılaştı. Ne de çok seviyordu Sait onu.

"Aslı girerken bende arkasından girdim odadan odaya saklandım."

"Sen nasıl böyle bir sey yaparsın. Sait lütfen kimse görmeden çık git." İşaret parmağıyla kapıyı gösterdi. Sait kapıya yönelip gitmedi olduğu yerde kaldı. Bunca yolu boşuna gelmemeliydi. En azından hislerini açıklamalıydı.

"Beren ben nasıl diyeceğimi bilmiyorum ama söylemezsem de ilerde bir gün çok pişman olacağım. Beren senin evliliğin mecburiyetten olduğunu bildiğimden bunları söylemem de bir sakınca yoktur ."

"Neyleri söylemen" dediğinde Sait gözlerini kapatmış sonra tekrardan açtığında,
"Seni ilk gördüğüm an sevdiğimi."

Berdil o an şaşkınlık içindeydi. Demek onun hakında arkadaşlarının söyledikleri en önemlisi Berken'in söyledikleri doğruymuş. Gerçekten de sevmekteymiş, diye düşüncelere dalarken birden kendini silkeledi.

Karşında ki adamı kırmadan göndermek istiyordu. Ben seni sevmiyorum, ben Berken'i seviyorum, demek zor olsa gerekti. Ama bunu yapmalıydı. Bir adım geri atarak tekli koltuğa oturdu. Sait ise bir adım öne atmıştı. Düşünceleri hakında sevdiği kadın nasıl karşılık vericekti, ne söyleyecekti? Bu merak içinde beklerken konuşmuştu Berdil.

"Sait ben senin duygularına saygı duyarım ama hiçbir zaman sana bu duyguları besleyemem. Bak sen çok iyi birisin, şefkatlisin, merhametlisin. Şimdi belki sana tuhaf gelicek ama ben" Bir an duraksayıp Sait'in yüzünü yokladı. Sait ağlıyordu, gözlerinden yaşlar hızla süzülüyordu. "Ben Berken'i seviyorum, hemde çok." Berdil'in bu son sözüyle Sait her iki elini yumruk yapıp sıkmıştı. Sait kapıya doğru ilerledi Berdil ayaklandı. Sait kapıdan çıkmaktayken göz yaşlarını koluyla silip bedenini Berdil'e döndü.
Ağırlaşmış ses tonuyla, "sana Berken'le mutluluklar dilemek isterdim ama sen o adamla mutlu olamazsın" diye söyledi ve kapıdan çıktı.

Berdil, Sait'in gidişiyle odadaki büyük aynanın karşısına geçti. Koca ve parlak neredeyse her an parlayan ayananın önüne. Berken almıştı o aynayı neredeyse her gün bakmadan çıkmazdı o aynaya. "Kim bilir zor olsa da belki bir gün mutlu oluruz." Diye kendi kendine mırıldandığında sesi kulağına zar zor gitmişti.

***
Berken'in düşünceli tavrı her hâlinden kendini belli ediyordu. Konağın üst katındaki balkona çıkmış koltukta oturmak yerine minderde oturmuştu. Bir bacağını uzatırken diğer bacağını toplamıştı. Sırtını ise duvara yastlamıştı. Gözlerini kapatırken burnundan da derin derin nefes almayı ihmal etmiyordu.

BİR GÜLÜŞE BİR ÖMÜR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin