28. Bölüm

1.1K 274 7
                                    

 
  
 Berken konağın çalışma odasına girip almak istediği dosyaları eline aldı. Çalışma odasından çıkıp koridordan çıkışa doğru yürüdüğü esnada ardından nefesiz soluk soluğa hızla yürüyen karısı onu bu sözlerle durdurmuştu.

"Bir dakika bekle!"

"Ne oldu?" Diyerek bedenini ona seslenen karısına döndü.

"Ben."

"Sen ne?" Diye sordu Berken meraklanmışcasına.

"Ben şey ı,ı,ı"

"Berdil ne diyceksen çabuk söyle gitmem gerek. Önemli bişey mi var?"

Berdil ona karşı hisetiklerini söylemek istiyordu. Ah keşke söyleyebilseydi. Seni seviyorum diyebilseydi. Ama diyemiyordu sanki dilinin bağı varda o dil bağı ona bu sözleri yasaklıyordu. Bir türlü çıkamamıştı dudaklarından bu sözler. Oysa kimileri için pek bir kolaydı duygularını ifade etmek, oysa onun için zordu çok zordu.

"Ben şey diyecektim gereken tüm dosyaları aldın mı? " Bu bahaneyi bulabilmişti. Başını kaldırıp kocasınına baktığında kocasının soğuk bakışlarını görünce bir adım geri attı.

"Bumuydu yani deminden beridir ben, ben demenin sonu" dedi Berken. İnanmamıştı ama bu konunun üzerine gidipte Berdil'in gerçekten ne söylemek istediğini kurcalamadı. Normalde olsa kurcalardı ama bu sefer acil yapması gereken işleri vardı. Elinde dosyayla hızla oradan ayrıldı. Hızla ayrıldığı için dosyanın içinden düşen kağıt parçasını görmemişti. Asıl işine yarıyan o kağıt parçasıydı. İşin tuhafı Berdil'de görmemişti. Koridordan doğruca odasına çıkmıştı.

Odada ki sandalyeye oturdu. Şimdi biraz kendi kendini karamsarlaştırmıştı. Negatif düşünceler onu ele geçirmişti. Adeta nefesi daralıyordu. Sandalyenin üzerinde tek ayağını titretirken eliylede öteki elini kaşıyordu. Her şey üst üste gelmişti. Şimdi sorunlarını gözünde büyütmüştü. He yani pek küçükte sayılmazdı sorunları. Dayısın gelipte kavga çıkaracağına mı yansaydı, yoksa çok kısa bir süre içinde sevdiği adama hislerini açıklayamadan boşanacağına mı yansaydı. Evet dayısının dediği gibi bu konaktan ayrılmak istiyordu ama konaktan istiyordu Berken'den ayrılmak istemiyordu.

Seviyordu onu peki sevdiği seviyor muydu? Evet seviyordu ama o bunu bilmiyordu. Gözlerinin önüne sevdiği adam gelmişti. Hayel etmişti. Ona uzak olan mutluluğu. Ardından kalktı ve sevdiği adamın Helin'in düğününde ona hediye ettiği elbiseye baktı.
Elbiseye baktığın da gülümsüyordu. Belki, belki diye düşündü. Belki o da seviyor, diye düşündü.

Elbiseyi tekrardan aldığı yere bırakıp pencerenin önüne geçti. Perdeyi aralayarak avluya baktı. Canı çok sıkılıyordu bu konakta. Uflayıp puflamıştı. Avluda kimse gözükmüyordu. Eşyalar insanların yerini almıştı. İlk başlarda avluda hep oturur kalkarlardı. O hiç boş olmayan masa sandalye günün büyük kısmı dolu olmaktaydı. Olsa ne yazardı Berdil için o zaten günün büyük kısmını odasında geçiriyordu. Daha fazla aşağıyı seyretmek istemediğinden perdeyi çekti. Perdeyi çektiği esnada konağın büyük kapısı açıldı.

Merakla pencereyi açıp başını pencereden çıkardı. Konaktan yabancı biri geldiği belli oluyordu. Kim ki gelen, diye düşünmeye kalmadan konaktan içeri giren var olan tek küzeni Aslı'yı gördü.

'Aslı! inanmiyorum Aslı gelmiş." Diyerek odadan çıktı ve avluya indi. Avluya indiğinde hiç yabancı değilmiş gibi masaya geçen kuzenini ayaklandırarak sarıldı.

"Aslı seni gördüğüme çok sevindim. Nasılsın?"

"İyiyim. Valla sadece senin bu yaşantını görmek için geldim. Yani nerde yaşadığını, kocanı, ailesini merak ettiğimden geldim. "

BİR GÜLÜŞE BİR ÖMÜR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin