9.BÖLÜM ~Kıskanmak~

2.5K 1.1K 164
                                    

9. Bölüm

~Kıskanmak~

Konaktan, anasını sinir edip çıkan Berken aracı nasıl kullandığını bile bilmiyordu. Araç adeta bir yukarı bir aşağı tepelenip duruyordu. Aracın bu sallanma esnasında emniyet kemeri takılı halde üsteki tutacaktan da destek alıp çok az sallanma içerisinde olan Berdil hâlâ annesi gile gideceğinden emin değildi. Sol tarafına bakmasıyla ufak bir öksürükle konuştu.

"Gerçekten beni annemgile mi götürüyorsun?"

"İstersen götürmeyim." Ses tonu gayet ciddi ve kalın çıkmıştı. Zaten Berken sinirlendimi ses tonu hep kalınlaşırdı.

"Ha yok yok götür." Elindeki bu şansı kaybetmekten korkmuştu Berdil. Şimdi en azından annesini görebilecekti. Çok fazla soru sorup, bu fikirden caymamasından dolayı susmayı tercih etti. Allah muhafaza fikrinden falan cayardı. Genç kadın başını pencereye dayayıp etrafı seyre durduğu sırada, "sana teşekür edeceğim hiç aklıma gelmezdi Berken Saburer." Diyerek mırıldandı.

"Bana teşekkür falan etme. Ben sadece Emir için götürüyom. Ne senin için ne de annen için." Berdil o an kafasını camdan çekip ona bakmıştı. Az önce kısık sesle ağzının içinde geveledigi kelimeleri duymuş muydu sahi bu adam? Bu adamın kulakları maşallah çok iyi duyuyordu. Berdil hiç ortamı bozma niyetinde değildi. Kafa sallayıp tekrar kafasını cama dayadığında etrafı seyretmeye devam etti. O sırada pek fazla derin olmayan ama kanayan parmağını avucunun içine koydu ve üzerini parmaklarıyla kapattı. Bu kırmızı yapışkan şey bir türlü durmak bilmemişti.

"Dün için teşekkür falan bekliyosan daha çok beklersin." Dediğinde ellerini direksiyondan çekmeyip soluna bakındı. İşte o an genç kadının avucunun içine aldığı parmağın kanadığını gördü. Bir süre gözlerini parmaktan akan kandan ayırmadı. Ardından kaza yapma korkusuyla yola baktı. Biraz yol aldıktan sonra aracı musait bir yerde durdurdu. Bu ani durma karşısında ona, neden durduk dercesine bakan karısına elini uzattı. Genç kadının yüz ifadesi anlam vermez bir ifadeydi. Daha fazla elini havada tutmamak için genç adam bakışlarıyla karısının kanlı parmağını işaret etti.

"Ne bakıyon elini sarcam. Şimdi Emir görür üzülür." Dediği anda avucunda kadının parmağını hissetmişti. Berdil o kanayan yüzük parmağını avucuna koymuştu. Berken aracın torbitosunda bulundurduğu pamuğu çıkarttı ve kanı temizlemedi. Daha sonra sargı bezini eline aldı ve parmağı sardığı sırada aracın ön camının tıklanmasıyla her ikisi de bakışlarını ön cama yöneltmişlerdi. Camı tıklatan Havin idi.
Hafif eğilmiş gözlerini kısmış aracın içine bakıyordu. Berken ile göz göze geldikleri sırada Berken araçtan indi.

"Havin senin burda ne işin var?" Diyerek sorunca Havin gülümseyerek ona yaklaştı. Ve Havin tamamen Berken'e yaklaştığında kollarını açıp sarıldı. Bu sarılmayı beklemiyordu Berken. Yolun ortasında aniden ne sarsılmasıydı bu. Hemde ne uğruna olursa olsun evli olan bir adama sarılmıştı. Berken kendini bir adım geriye çeksede Havin ona bir adım daha atmıştı.

Bu esnada aracın içinden inmeden olanları seyreden Berdil şaşkınlık içindeydi. Onların sarılmasını tıpkı Berken gibi oda beklemiyordu.
'Yuh! Sarıldılar mı," diye kendi kendine söylenince nedense bir tuhaf olmuştu. Bu sefer gözlerini kapattı. Nedense onların bu kadar yakın olmalarını görmek istemiyordu. Ne dediklerini de duymak istemiyordu. Zaten dedikleri aracın içine ulaşmıyordu.

Tabi Havin'in yüksek sesle, "Berken siz nereye gidiyodunuz? Hem sen o kızın elini mi tutardın?" demesi çok net bir sekikde duyuluyordu.

Havin'in sesini yükselterek sorduğu soru karşısında Berken sakin kalmaya çalışıyordu. Önce susmak istemişti zaten annesiyle tartışmıştı. Şimdi konuşup da Havin'in kalbini kırmak istemiyordu. Havin bu sesizliği fırsat bilip daha fazla konuşuyordu. En sonunda Berken dayanamayıp konuştu.

BİR GÜLÜŞE BİR ÖMÜR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin