5. Bölüm
~Katil~
Devran ağanın bileğinden tutan kişi muhim bir kişi olsa gerekti ki tüm gözler hem şaşmış hem gülmüştü. Devran ağa etrafınında oluşan bu bakışlardan sonra bileğini o parmakların arasından kendine doğru çekip arkasını döndü. Gördüğü kişiyi görmeden kaşlarını çatmıştı. O çatık kaşlarıyla kalın dudaklarının arasında
"Fatih!" diye mırıldandı.Kim miydi bu Fatih? Kim miydi Devran ağa'nın bileğinden tutmaya cüret eden. Bu en yakınından başkası olamazdı. Fatih, Devran ağa'nın oğluydu. 28 yaşında idi. Fatih insanın ısınacağı efendiliğiyle tüm halkın dilindeydi. O babası, abisi gibi ağa olmayı değil okuyup öğretmen olmayı seçmişti.
Adaletliydi parada pulda gözü yoktu. Boran ağa kardeşinden pek bir memnundu çünkü kardeşi mallardan ek bir gelir istemiyordu. Aksine Berken ise aralarında pek fazla yaş olmayan amcasıdan pek haz etmezdi. Nedeni neydi kendiside tam olarak bilmezdi. Belkide ailesinin amcasına hiç bir şekilde karışmamış olmalarıydı. Çalışanlar bile severdi Fatih Saburer'i. Yaklaşık iki yıldır hiç gelmediği konağa geri dönmüştü ki tam vaktinde dönmüştü.Devran ağa oğlunu görmesiyle âdeta gözleri dolmuştu. Severdi Fatih'i özlemdi oğluna direkt "oğlum" diyerek sarıldı. Berdil bu anlık duraksamayla odasına çıkmıştı. Berken ise Berdil'in yanı başından ayrıldığını farketmemişti. O sadece ağzını kapatmış burnundan öfekeyle nefes alıp dedesinin karşısında yüksek sesle konuşan amacına bakıyordu.
"Baba sen az evvel bir kadına el mi kaldıracaktın? Baba sen nasıl böle bişey yapmaya kalkarsın?" Amcası bu sözleri söylediğinde dedesi gayet sakindi yüzünde en ufak sinir detayları gözükmüyordu. "Amcamın bu sözlerini ben söylesem kıyametler kopar " diye içinden geçirdi. Öyleydi de Berken aynı hareketleri yapsaydı bir ton laf söz işitirdi.
Devran ağa oğlunun arkasında beklettiği valizleri gördü. Fatih'in yanında da öğretmen olan karısı vardı.
Bu sefer Devran ağa gelinine bakarak, "hoşgemişsen kızım" dediğinde Fatih'in karısı hemen Devran ağanın elini öperek başına koydu. Bu sefer Devran ağa elini oğluna çevirdi. Fatih babasının elini öpüp anlına koyduktan sonra araya abisi Boran ağa girdi."Hele hoşgelmissen gardaşım." Fatih abisinin uzattığı eli öptükten sonra Devran ağa az ötede ki masaya geçmelerini istedi.
Fatih rasgele bi sandalyeye çekip otururken,"Artık Deniz ve ben Şanlıurfada öğretmenlik yapacaz, artık bu konakta kalalım derim tabi bizi burda kabul ederseniz."
"Ne gabul etmesi oğlum burası sizinde evinizdir " dedi Devran ağa.
"Bu arada Berken nerededir?" Diye Fatih sorduğunda merdivenlerin basamaklarından olanları seyreden Berken hızlı adımlarla merdivenleri çıkmaya hedeflendi. Bir kaç basamak çıktı ki dedesinin ona seslenmesiyle durdu.
"Berken nerdeysen hele gel." Diye sesini yükseltti. Devran ağanın bu sözünden beş dakika sonra Berken avluya anca inebilmişti. Her zaman onun oturduğu sandalyede amcası oturuyordu. Buna bozulmuştu Berken. Yüzünü asarak en dipte ki sandalyeyi çekerek oturdu. Sandalyeye oturduğu sırada dedesinin de, babasınında ona baktığını farketti. Bu bakış "kalk amcanın elini öp" bakışıydı.
Ama Berken bu bakışı görmezden gelerek sağına soluna bakınıyordu. Amcasıyla yüz yüze geldiğinde amcası ona, "geldiğimize sevinmedin herhal yeğenim?" diye sordu.
Berken açık sözlü biriydi. Bu sebeple hiç lafı ağzına dolandırmayıp direkt olarak içinden geçenleri söyledi.
"Doğru söyleyim amca pek sevinmedim. Hata heç sevinmedim." Dediğinde dedesi ona hiç iyi bakmamıştı. Dedesi gözlerini sinirle açmış o aklaşmış bıyıklarını hızlı ve sert bir şekilde kaşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GÜLÜŞE BİR ÖMÜR (Tamamlandı)
Romanceİnsan tanımadığı bir insanla ansızın evlenir mi ? Onlar evlendi hem de sadece aileleri için. Adam sırf ailesi istedi diye, kadında ailesine zarar gelmesin diye bu evliliğe razı oldu. Nefret kin dolu bir aile tarafından büyüyen ailesi tarafından en u...