39. Bölüm

1K 233 8
                                    


Boran ağa bu ani gidişi merak edip oğlunun peşine adam takmıştı. Dakikalar sonra Berken, Ceyhun Karadağ'ı evinde havalimanına gitmeden yakalamıştı. Ev güzel ve kocamandı. Ve tabiki kocaman bahçe de eksik değildi. Bahçe çeşit çeşit meyve ağaçlarıyla doluydu. Haliyle etraf mis gibi kokuyordu. Bu evi sadece kiralamıştı. Şimdi uzaklaşıcaktı bu topraklardan.. Elinde valizleriyle birlikte aracına doğru giderken, Berken onu yüksek sesiyle durdurmuştu.

"Bir dakika! Acil konuşmamız lazım."

Adam onu durduran sesin sahibine bedenini dönüp baştan aşağı süzdü.
"Malesef benim acil gitmem gerek." Bu sefer kolunda ki saate bakıp aracına doğru ilerledi. Berken gerçekleri öğrenmekte ısrarcı olmuştu.

"Bana bildiklerinizi anlatacağınıza söz vermiştiniz." Dedi anlatmasını ümit ederek.

Çalılıkların ardından uzak mesafede onları gözetleyen Boran ağa'nın oğlunun peşine taktığı adam hiç vakit kaybetmeden ağasını aradı. Boran ağa uzunca çalan telefonu isteksizce açıp konuştu. Oğlunun peşine adam taktığını bile o an hatırlamıştı.

"He ne oldu çabuk söyle."

"Ağam Berken ağam siyah ceketli bir adamla muhabet ediyor."

"Yaa siyah ceketli adam bak sen kimmiş bu siyah ceketli adam. Lan napıyım ben. Sen de adam olacan da bende görecem. Neyse at hele adamın resmini bakayım kimmiş şu siyah ceketli adam." Adam resmini çekip ağasına yoladı. Boran ağa umursamazca resme baktı. Gördüğü resimle birden ayaklandı. Birden rengi beti attı. Vücudunda ki korku dolu titrekliği her yerinde hissetti. Korkuyla yutkunup direkt o az önce alaya aldığı adamı aradı.

"Öldür onu!"

"Ama.." adam şok olmuştu. "Nasıl ağam nasıl öldürem."

"Eğer sen onu şimdi öldürmezsen, ben seni öldürürüm çabuk öldür onu."

Adam ağasının son söylediği sözle telefonu yüzüne kapatmasıyla birlikte titreyen ellerini beline götürdü. Silahı belinden çıkardı ve nişan aldı. Bu esnada Berken Ceyhun Karadağ'ı ikna edebilmişti.

"Tamam katilin kim olduğunu söyleyecem. Kanıtı yani videoyuda sana göstericem." Berken heyecanla adamın yüzüne baktı. Sıcak bir gülümsemeyle teşekür anlamında başını saladı. Adam'ın ilk cümlesi "Katil.. o pislik katil" olmuştu. Berken merakla adamın konuşmasının devamını bekliyordu. Kim öldürmüştü babasını? Söyle artık dercesine bakıyordu adamın gözlerine. Artık duymak, bilmek istiyordu o adi katilin ismini.

"Kervan Saburer'in kati-" Tam o anda uzak menzilden üç kurşun adamın kalbine girdi. Adam koca bedeniyle yere düşerken Berken düşmeden kafasını kolunun altına aldı.

"Senin baban seni bana emanet etmişti. Senin sonun benim gibi olmasın. Bu.. bu yüzden söyleyemem katili..." Adam gözlerini ağırca kapattı. Berken elini yerde kanlar içinde yatan adamın kalbine götürdü. Atmıyordu kalbi, ölmüştü.

"Hayııır! Olamaz. Katilin ismine bu kadar yaklaşmışken olamaz." Diye çığlık attı gözleriyle ateş eden adamı arıyarak. Ama adam hiç bir yerde gözükmüyordu çoktan uzaklaşmış olmalıydı.

***

Saatler önce elini kana bulamış adam soluk soluğa Boran ağa'sının gönderdiği adrese varmıştı. Vardığı yer korkutucu ve ıssızdı. Kapalı bir alandı ve karşısında gıcır gıcırdayan bir kapı vardı. İçinde tabiki kuşku vardı ama o alacağı paraları düşünüyordu. Boran ağa ona kat kat para vereceğini söylemişti. Kendini buna inandırıp o gıcırdayan açtıkça daha gıcırdayan kapıdan içeri girdi. Bu ürkütücü karanlık odayı tek aydınlatan Boran ağa'nın elinde ki fener olmuştu.

BİR GÜLÜŞE BİR ÖMÜR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin