26.03.21
Mrbb💜
🎵Birkan Nasuhoğlu - Diken🎵
Aa büyük Alper!
Dolmuşa adımımı ilk attığım an dile getirmek istediğim cümle bu olmuştu. Alper'in birkaç yaş almış, biraz da şişmanlamış hali şoför koltuğunda oturuyordu. Ön koltuğa oturduğumda aklımdan geçen "Demek Alper 5-6 sene sonra böyle gözükecek." düşüncesiyle birlikte adamı süzüyordum.
İyi de Alper neredeydi?
Çalan telefonunu açtığında kendi soruma cevap bulma umuduyla adamın konuşmasına kulak kesildim.
"Efendim baba?"
"Alper mi?" dedikten sonra bir süre duraklayıp sıkıntıyla ensesini kaşımıştı.
"Evet, evet yanımda baba."
Yalan söylediği için omuzları gerilmiş, gerginlikten dudaklarını dişlemeye başlamıştı.
"Tamam babam söylerim ama bizim biraz işimiz var. Gecikebilir yani."
"Görüşürüz baba."
Telefonu kapattıktan sonra ağzından güçlü bir "Of!" çıkmıştı. Elindeki telefonun tuşlarına sertçe basarken bir yandan da yolu gözlüyordu. Telefonu kulağına götürüp bacaklarını sallamaya başlamıştı, önemli bir sınava girmeden önce stres dolayısıyla büründüğüm hali andırıyordu.
"Açmaz ki şimdi bu benim telefonumu ya. Ulan Alper."
Meraktan kudurduğum için yan taraftaki adamın her hareketini çaktırmadan izlemeye çalışıyordum. Henüz soruma bir cevap bulamamıştım. Bu sefer yapacağı telefon konuşmasından umudum vardı, kulaklarımı radar gibi açmıştım.
"Alo. Mustafa koçum, evde misin dükkanda mı?"
"Alper'i gördün mü bugün hiç?"
"Yanında mıydı? E şimdi nerede?"
"Yaa bu küçük prensin de hep tadı kaçık nedense. Nolmuş yine?"
"Anlatırsa sana anlatır, bana derdini açmaz bilirsin. Açsa da anlamam gerçi. Onun çözümü bende yok."
"Tamam koçum gelirse bana haber var yoksa babam ağzına sıçacak. Yine dellenmesin diye yalan söylemek zorunda kaldım zaten."
"Gına geldi bana artık, illallah ettim ya. Hadi bay bay."
Telefonu kapattıktan sonra sertçe direksiyona vurmasıyla irkildim, ailecek geriyordu bunlar beni.
"Nerdesin be çocuk?"
diye kendi kendine mırıldanmaya başladığında hah düşüncelerimi dile getirdin be abi dememek için kendimi zor tuttum."Hayat zor be koçum. Öyle değil mi?" dediğinde ilk önce bana dediğini anlamadığım için boş boş bakmaya devam etmiştim. Kafasını bana çevirip gözlerini üzerime diktiğinde cevap vermem gerekiyordu galiba.
"Aynen öyle abi."
"Hele ailedeki herkes ayrı bir telden çalıyorsa daha da zor. Sen şimdi ailenden kaçıp okumaya gelmişsindir buraya da."
"Burda tek yaşıyorum ama kaçmak için değil yani. Ailemi severim."
"Biz de seviyoruz da işte. Neyse." deyip sustuğunda ben de sessizliği bozmak adına bir girişimde bulunmadım. Alper'in nerede olabileceğine dair tahminler yürütürken gözümün önüne geçenlerde dolmuşta uyuyakaldığım gün gelmişti. Aracı tepede bir yere park etmişti, camdan baktığımda yüksekte bir yerde olduğumuz belliydi çünkü şehir manzarası karşımızdaydı. O yeri anımsayabilmiştim ama tam olarak neresiydi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLMUŞ | bxb
General FictionDolmuşların nefret ettiğim şeyler listesinin başında geldiğini anlamışsınızdır, ta ki dolmuşu dünyanın en güzel şeyi olarak görmemi sağlayan o adama kadar. Şoförden bahsediyorum bu arada.