11.04.21
Selammm. Umarım güzel bir hafta sonu geçiriyorsunuzdur🤩🧡
Alper
Evren'in dayısını uğurlamanın ardından beni odasına sürüklediğinde hemen birbirimize sırnaşmaya başlamıştık. Ben arkama koyduğum yastığa dayanıp bacaklarını uzatmışken o da dizime kafasını koymuştu. Parmaklarım yumuşak, sarı saçlarının arasında gezintiye çıktığında mayışmıştı, hatta bu saatte uyuyabilecek bir hali vardı. Evren'in ailesiyle tanışmak benim için günlerdir aklımdan çıkmayan, gerim gerim gerilmemi sağlayan bir olaydı. Fakat tahmin ettiğimden çok daha iyi atlattığımı düşünüyordum. Evren'in de dediği gibi gerçekten çok rahat insanlardı. Ben bizim ailedeki boğucu havaya alışık olduğum için her yeri öyle sanıyordum. Düşüncelere dalmışken Evren'in temasıyla irkildim.
Pantolonumun üzerinden bacaklarımı okşayan elleri aletimin olduğu kısma gelince onu durdurup elini kendi ellerimin arasına hapsettim. Yan odada ailesi varken gerçekten hiç ama hiç sırası değildi.
"Uslu dur Evren, farkındaysan annenler hemen yan odamızda."
Yüzünü buruşturup dizimden kalktı. "İşte daha heyecanlı olur."
"Asla olmaz, asla." Kafamı hızlıca sağa sola salladım.
"Üfff peki. Ama saat de çok erken napsak ki? Aa seni buradaki en yakın arkadaşlarımla tanıştırmaya götüreyim mi? İster misin?"
"Arkadaşların nerede ki?" diye sorduğumda bir süre eliyle çenesini okşadı. Söylemeye çekinir gibi bir hali vardı.
"Gay barları var. İkisi ortak. Buralarda hiç yok diye 1-2 sene önce açmışlardı. Ben lisedeyken twitterdan tanışmıştık, sürekli konuşuyorduk falan. Sonra aynı şehirde olduğumuz için buluşup takılıyoruz derken çok yakın arkadaş olduk." Duraksadı. "Öyle yani. Gitmek ister misin? İstemezsen zorlamam."
Daha önce bir iki kez Mustafa'yla gay bara gittiğimiz olmuştu. Emin olamasam da şu an Evren çok hevesli göründüğü için onu kırmak istemiyordum. Hem zaten o ortamlarda daha rahat davranabiliyorduk.
"Tamam gidelim." Gidelim diyeceğimi beklemediğinden mi yoksa başka bir şeyden dolayı mı bilmiyorum ama çok şaşırmıştı. Şaşkın ifadesine gülerek burnunu sıkıştırdım. Yataktan kalkmaya çalışırken poposuna vurup "Hadi hazırlan o zaman." dediğimde direkt giysi dolabının kapağını açmıştı. Ben zaten pantolonum ve kazağımla olduğum için üstümü değiştirmeye gerek duymamıştım. Evren üstüne salaş bir gömlek geçirip altına da yuvarlak kalçasını saran dar bir kot giymişti. Gömleğinin üzerinden bir iki düğme açıp taktığı kolyelerini düzeltirken açığa çıkan beyaz boynuna öpücük kondurmadan geçemedim.
"Hazırım. Gidebiliriz sevgilim." Bana dönüp dudağımı öptükten sonra kazağımın yakalarını düzeltti. Salonda oturan anne ve babasının yanından geçerken "Biz Atilerin mekana gidiyoruz." deyince ben de gülümseyip el salladım.
"Tamam annem anahtarını aldın değil mi? Biz siz gelene kadar uyuruz. Siz de çok geç kalmayın. Sabah beraber kahvaltı ederiz." Annesi bize çeşitli uyarılarda bulunurken babası sehpanın üzerindeki arabanın anahtarını bana fırlattı.
"Bununla gidin. Çok içerseniz de taksiyle gelin, ben arabayı sonra alırım."
"Çok sağ ol Birkan abi."
Sitenin otoparkına indiğimizde Evren'in peşinden giderek arabalarına ulaştım. Arabayı otoparktan çıkardıktan sonra Evren'in yol tarifiyle mekana doğru sürüyordum. Arabanın başına bir şey gelmesin diye normalde olduğumdan on kat daha dikkatli sürüyordum şu an.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLMUŞ | bxb
General FictionDolmuşların nefret ettiğim şeyler listesinin başında geldiğini anlamışsınızdır, ta ki dolmuşu dünyanın en güzel şeyi olarak görmemi sağlayan o adama kadar. Şoförden bahsediyorum bu arada.