01.04.21
Selamm💖 Bölüm biraz gecikti.
"Günaydın abi."
"Günaydın. Benim şimdi işe gitmem lazım o yüzden seni sabahın köründe çağırdım koçum kusura bakma."
Alpay abinin işe gitmesi gerektiğinden Alper'in yanında durmam için sabahın 7sinde beni ayağa dikmişti. Halimden çok da şikayet ettiğim söylenemezdi.
"Sorun değil abi. Sana kolay gelsin."
Odaya girdiğimde yatağında uyuyan güzel varlığa baktım, en masum, en güzel haliyle bir bebek gibi mışıl mışıl uyuyordu. Uyandırmaya kıyamadım, bir yandan öperek uyandırmak istesem de uyumasını da istiyordum. Sabah güneşinin en güzel haliyle vurduğu yüzüne hipnotize olmuş bir şekilde bakarken hafif hafif saçlarını okşadım. Yüzündeki morlukların üzerinde hafifçe parmaklarımı gezdirdikten sonra "Mmhhh." diye mırıldanarak kıpırdanmaya başlamıştı. Yanağından çenesine doğru öpücükler kondurduktan sonra çekilip uyanışını izledim.
Göz kapakları aralandığında pencereden sızarak odayı hafifçe aydınlatan güneşten daha parlak iki yuvarlak göz ortaya çıktı. Sonra kafasını hafifçe kaldırıp "Günaydın." dedi.
"Günaydın Alper'im." dedim gülümseyerek.
"Erkencisin."
"Abin çağırdı. İşe gidecekmiş." Kafasıyla beni onayladıktan sonra yattığı yerden doğrulup oturur pozisyona gelmek için kolumdan destek aldı. Ben de yanında kendime bir boşluk yaratıp dibine sokuldum. Parmaklarını benimkilerin arasından geçirdikten sonra ellerimizi kenetledi. Kulağımın altından başlayıp boynuma doğru öpmeye başladığında dil darbeleriyle gıdıklanıp kahkaha atmaya başladım. Ben gıdıklandıkça durmak yerine daha çok öpmeye başlamıştı.
"Ne güzel kokuyorsun sen öyle."
Kulağıma fısıldayıp yanağıma doğru uzun bir öpücük kondurup çekildiğinde yüzümün kızardığını hissettim. Ağzından ani bir şekilde çıkan bu laflara hep hazırlıksız yakalanıyordum.
"Oturmaktan götüm ağrıdı. Beni bahçeye indirebilir misin? Biraz orada otururuz."
"Olur. Gel bakalım." Kolumu omzuna atıp yataktan doğrulmasına yardımcı olduktan sonra "Tuvalete girip geliyorum." dediği için koltuk değneğine tutunup tuvaletin kapısına kadar yürümesini sağladım.
İşi bittikten sonra ayağını çok da zorlamamak için tekerlekli sandalyeye oturtup montunu giydirip asansöre doğru adımladım. Yeni kalktığı için gece terleyen saçlarının nemi hala duruyordu. Ellerimle saçlarını karıştırdıktan sonra üşümemesi için montunun kapşonunu kafasına örttüm.
Kafasına dokunup "Bunu çıkarma." dediğimde gülümseyerek beni onayladı.
"Hep kaza mı yapsam acaba? Her an yanımdasın, benimle ilgileniyorsun falan."
Koluna hafifçe vurduğumda güldü. "Salak mısın? Bunları yapmam için de kaza yapmana gerek yok ayrıca. İstersen her zaman yanında olabilirim."
"Olur musun?"
Elimi okşayıp ufak bir öpücük kondurdu. "Tabi ki." dediğimde istediği bir şey olmuş küçük çocuklar gibi sevindi. Asansörün zemin kata inmesiyle elimi bıraktı. Sandalyesini sürükleyip gözüme ilk çarpan banka ilerlediğimizde kolundan destek alarak yavaşça kaldırıp banka oturttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLMUŞ | bxb
General FictionDolmuşların nefret ettiğim şeyler listesinin başında geldiğini anlamışsınızdır, ta ki dolmuşu dünyanın en güzel şeyi olarak görmemi sağlayan o adama kadar. Şoförden bahsediyorum bu arada.