51

5.9K 476 128
                                    

30.04.21

1 hafta sonra

Evren

Açık havada yapılacak olan düğün mekanına geldiğimizde bu yaz ayında bizi dört duvar arasına sıkıştırmak zorunda bırakmayan Alpay abiye bolca teşekkür etmek istiyordum. Çimler üzerinde doğayla iç içe bir şekilde yapılacak olan düğüne giriş yaptığımızda Ali, Batu ve ben kimseyi tanımadığımız için boş boş etrafa bakınıyorduk.

Alper, tüm gün abisinin yanında olduğu için bugün birbirimizi hiç görmemiştik; Mustafa ise ailelerinin yakın olmasından dolayı gelini evden alma, konvoy gibi aktivitelere katılmıştı. Atlas azıcık geç kalabileceğini söylediği için salonda buluşuruz diye sözleşmiştik.

Bize el sallayan Duygu, kapının girişinde misafirleri karşılamak için beklerken yanında da annesi duruyordu. Duygu, bizi ne kadar sıcak karşılamışsa kadın bir o kadar soğuk karşılamıştı. Beni en son gördüklerinde arkadaşıyım diye yırtmışken bu sefer Alper'in erkek arkadaşı olduğumu bildiği için kınayıcı bakışlarını üzerime dikmişti. Yapmacık bir şekilde "Hoş geldiniz." dediğinde onun tersine gülümseyerek karşılık verdim.

"Kadın benden nefret ediyor." diye fısıldadığımda Ali "Boş ver şimdi." deyip eliyle sırtımı sıvazladı. Altuğ abi de bize el sallayıp selam vermek için yanımıza geldiğinde yan taraftaki boş bir masayı gösterdi.

"Alper size ayırmış burayı."

Çiçek konsepti kullanılan mekanda yazın o neşeli hali düğüne de yansıyacak gibiydi. Hava tam kararmadığı için dikkat çekmeyen bahçe lambaları hava kararmaya başladığında güzel bir görüntü yaratacaktı. Masa süslemelerinde kullanılan mumlar ve çiçekler oldukça romantik bir görüntü sağlarken beyaz sandalyeler de bir o kadar sadeydi.

"Tamamdır abi, sağ ol. Alper nerelerde?" diye sorduğumda İrem de koşarak yanıma gelip etrafında bir tur dönerken beyaz elbisesinin pilelerini salladı. Kafasına taktığı çiçeklerden yapılmış tacı düzeltirken kocaman gülümsüyordu.

"Nasıl olmuşum Evren abi?"

"Çooook güzel olmuşsun prenses." İki yanağını sıkıştırıp havadan bir öpücük gönderdim.

"Yaa, çok teşekkür ederim."

Altuğ abi de "Alper, gelin odasında galiba. İstiyorsan bir bak." deyince parmağıyla gösterdiği yere doğru ilerlemeye başladım. Yolda Mustafa'yla karşılaşınca bizimkilerin olduğu masayı gösterip orada oturduğumuzu belirttim.

Her ihtimale karşı gelin odasının kapısını tıklattığımda içeriden bir komut bekliyordum. Ferda ablanın "Gel." sesini duyunca beklemeden içeri girdim. Kır düğünü olduğu için kabarık bir gelinlik tercih etmek yerine oldukça düz kesim bir gelinlik giyen, dalgalı saçlarına taktığı zarif tacı ve doğal güzelliğini ortaya çıkartan makyajıyla beraber kusursuz görünen Ferda ablaya baktım.

"Ohaa harika görünüyorsun."

"Çok teşekkür ederim Evrenciğim. Seni yerim." Gül kurusu dudaklarını büzüp öpücükler gönderdiğinde odadaki koltukta oturan Alper ve Alpay abinin elindeki bardakları fark ettim.

"Hah gelmişsin yavrum."

Kollarını bana sardığında yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Kollarının arasından sıyrıldığımda takım elbisenin içinde ne kadar etkileyici gözüktüğünü düşünüyordum.

"Ne yapıyorsunuz?"

"Azcık viski içelim dedik. Gerginlikten bayılacağım Evren." Alpay abi konuştuğunda ses tonundan bile ne kadar gerildiği anlaşılıyordu.

DOLMUŞ | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin