14

22.1K 2K 567
                                    

26.03.21

Bugünün 2.bölümü🥳 İyi okumalaar.

Saat 11-12'ye yaklaştığında gelen makarna yeme isteği.

Genelde akşamın bu vaktinde bir de sos yapmak gibi bir olaya girişilecek hal ve sabrım kalmadığından makarnayı sade, hatta yağsız bile yiyip mideme oturmasıyla sonuçlanacak bir eylem olacağı kesindi.

Yüzüncü kez baştan başladığım Marvel serisinde hangi filmde kaldığımı hatırlamaya çalıştım. Laptopumdan Thor: The Dark World'u açıp onun yüklenmesini beklerken mutfağa girip kollarımı sıvayarak makarna yapma işine giriştim.

Hazır olan makarnayı tabağıma koyacakken çalan kapı ziliyle birlikte sıvadığım kollarımı indirip kapıya yöneldim. Bu saatte kapımı çalan pek olmazdı, hayra alamet bir şey gibi durmuyordu. Açmadan önce mercekten kim olduğuna baktım.

Karşımda görmeyi en son beklediğim insan vardı. Alper'i görmemle elim ayağıma dolaştı. Girişteki aynadan kendime baktığımda tam bir rezildim.

Gri eşofmanımın içine tıkıştırdığım beyaz üstümü dışarı çıkarttıktan sonra eşofmanın üstüne çektiğim çoraplarımı da indirdim. Önüme gelen tutamlarımı sabitlemek için kullandığım tokaları çıkarıp saçlarımı dağıttıktan sonra bir tık daha iyi gözüküyordum. Kapıyı ikinci kez çaldığında daha fazla bekletmeden açtım.

"Aa Alper sen miydin?" Şaşırma efektimin başarılı olup olmadığı konusunda bir fikrim yoktu.

"Uyandırmadım değil mi? Geç açtın da."

"Yoo. Mutfaktaydım da ancak açabildim kusura bakma."

"Bilekliğini arabada düşürmüşsün de anlamlı bir şeydir diye kaybetmeden getireyim dedim." Cebinden çıkardığı bilekliğe sonra da bileğime baktım. Bileğimdeki boşluğu asla hissetmemiştim bir de en sevdiğim bilekliğimdi bu, annemin hediyesiydi.

"Teşekkür ederim."

"Rica ederim."

Kapının önünde bakışmaya devam ettiğimizde içeri davet etmeyi unuttuğumu farketmiştim. Ah benim salak kafam.

"İçeri geçmek ister misin?"

"Olabilir." deyip ayakkabılarını çıkarttığında geçmesi için geri çekilip yolu gösterdim.

"Salon şu tarafta."

Çıkarttığı ceketini astıktan sonra arkasından salona doğru yürürken üzerimde saçma sapan bir heyecan hali vardı. Alper'in de benden farksız olmadığını gördüğümde bir nebze de olsa rahatlamıştım.

Her an kalkacakmış gibi koltuğun ucuna doğru oturmuştu, gözlerini etrafta gezdiriyordu.

"Evin şirinmiş."

"Teşekkür ederim. Bu arada makarna yapmıştım yer misin?"

Bir süre düşündükten sonra "Olur." demişti. Mutfağa doğru giderken göz ucuyla baktığımda koltuktaki oturma pozisyonunu ayarlamaya çalışıyordu. Bu hali çok sevimli gelmişti, kendi kendime kıkırdamıştım.

İki makarna tabağını ve iki bardak kolayı tepsiye koyup içeri götürdüğümde doğrulup tepsidekileri sehpaya yerleştirmeme yardım etmişti. Bu saate yenmemesi, içilmemesi gereken ne varsa yapacaktık ama umrumda değildi tabi ki.

DOLMUŞ | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin