25.04.21
Evren
Mutfak tezgahındaki doğrama tahtasında salatalıkları doğrarken arkamda hissettiğim sıcaklıkla Alper'in sinsi sinsi bana yaklaştığını anlamıştım. Arkadan sarılıp boynuma küçük öpücükler kondururken "Ne yapıyorsun güzelim?" diye fısıldıyordu."Mustafa'nın kitlediği işle uğraşıyorum."
Kendini iyice bana yaslayıp kokulu öpücüklerine devam ettiğinde hareket alanımı iyice kısıtlamıştı. Belimdeki elleri bulunduğu yeri okşarken kafasını iyice boynuma gömmüştü. Omurgamdan başlayıp enseme kadar bir dalga halinde elektriklenmeye ve uyarılmama sebep olan bu durum karşısında hafifçe kıkırdadım. Elimdeki bıçağı bırakıp yüzümü ona döndürdüğümde ellerini mutfak tezgahına dayayıp boynumdaki öpücüklerini dudak kenarıma kadar çıkardı.
"Heyyy." diyerek kafamı geri atıp onu yavaşça itmeye çalıştığımda yerinden bile kıpırdamamıştı. Bir gözüm herhangi birinin gelme ihtimaline karşılık mutfak kapısındaydı, gerçi görmelerinde bir sıkıntı yoktu ama ben hala birinin izlemesinden utanıyordum.
"Öpeyim mi?"
Dudaklarını büzüp dudaklarıma doğru yaklaşmaya başladığında tezgahın üstündeki salatalıklardan birini alıp ağzına tıktım. Bu hareketime gülüp kafasını sallarken bir yandan da ağzındaki salatayı yutmaya çalışıyordu. Yüzündeki masum ifadeye dayanamayıp bu sefer dudaklarını yarı yolda karşıladım. Alt dudağını emip bıraktığımda bu yeterli gelmediği için birbirimizin dudaklarına küçük küçük öpücükler kondurup çekildik.
Vücutlarımız hala birbirine yapışıkken üzerindeki kolsuz tişörtten dolayı açığa çıkan pazularında ellerimi gezdirdim.
"Mmmm, etkilendim." diye mırıldanırken ellerimi hala omzuyla dirseği arasındaki şişlikte gezdirip sıkıyordum.
Tezgahtaki kollarını çekip belime sardığında ben de kollarımı boynuna dolayıp aramızdaki milimlik mesafeyi de sıfıra indirmiş oldum.
"Biliyorsun ki Allah'ın belası Atlas her gün sabahın köründe spora kaldırıyor. Ama işe yaramasına sevindim."
Göz kırpıp tekrar dudağıma eğildiğinde üst dudağımı yalayıp geri çekildi. Bu sefer tişörtünün içine giren ellerimin hedefi karın kasları olmuştu. Gözlerindeki arzuyu gördüğüm için dokunuşlarımı oldukça hafif tutarak karnında gezdirdim.
"Oldukça işe yaramış."
"Hııı. Öyle mi?"
Bir anda belimi sertçe kavrayan elleri beni yükseltip tezgahın üzerine oturmamı sağladığında tatlı tatlı gülümseyerek ayaklarımı beline sarıp bedenini iyice kendime yapıştırdım. Üstüme eğilip dudaklarıma asıldığında kafamın mutfak dolabına çarpmasını umursamadan öpücüklerine sertçe karşılık verip ellerimi saçlarına çıkarttım. Öpücük seslerimiz mutfakta yankılanırken alttan bana göz kırpan bir uzuvla karşılaşmak istemediğim için öpücüklerinden sıyrılıp kafamı omzuna yasladım.
"İçerideki insanların buna hazır olduğunu sanmıyorum." dediğimde kahkaha atarak beni tezgahın üstünden alıp yere indirdi.
"Sanırım tuvalete gitmem gerekiyor." deyip uzaklaştığında arkasından kahkaha atarak üste doğru sıyrılan tişörtümü düzeltip kendime çeki düzen verdim. Onu bu kadar kolay etkiliyor olmaktan inanılmaz zevk alıyordum.
Yüzümdeki salak sırıtışla bahçeye doğru ilerlediğimde mangalda köfteleri çeviren Atlas "Şşt sarı, ne gülüyorsun kendi kendine?" diyerek bana takılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLMUŞ | bxb
General FictionDolmuşların nefret ettiğim şeyler listesinin başında geldiğini anlamışsınızdır, ta ki dolmuşu dünyanın en güzel şeyi olarak görmemi sağlayan o adama kadar. Şoförden bahsediyorum bu arada.