02.04.21
Bugünün 2.bölümü. Bir öncekini atlamayın kuzular💜
Kahvaltıdan sonra benim için en huzurlu olan yere yani Alper'in göğsüne yerleşmiştim. Koltuğa uzattığı bacaklarının arasına girip kırık ayağını rahatsız etmeden kafamı göğsüne yaslayıp sıkıca sarıldım. Televizyondaki hayvan belgeselini izlerken bir yandan da usulca saçlarımı okşuyordu.
"Şşt gençler. Bana bakın bi."
Mustafa, giydiği açık kahverengi, dar keten pantolonunun üzerine krem rengi boğazlı bir kazak giymişti. Bir elinde uzun kahve bir kaban, bir elinde de kadifemsi dokuda olan yine kahve tonlarında olan oversize bir mont tutuyordu.
"Hangisini giyeyim?"
İkimiz de aynı anda sağ elindeki oversize montu gösterdiğimizde memnuniyetle gülümsedi.
"Alper, kirpik kıvırıcımı nereye koydun?"
"Kirpik neyini?"
Kendi odasına doğru hızlı adımlar atarken masanın üzerinde bir şeyleri devirdiğini belli eden sesler geliyordu. Kafasını odanın kapısından uzattı.
"Kirpik kıvırma aletimi diyorum. Sen mi elledin?"
"Öyle bir şey mi varmış ki?"
"Üffff." Mustafa kafasını tekrar odasına doğru soktuğunda çıkan seslerden etrafı kolaçan ettiğini anlamıştım. Sinirli bir şekilde odasından çıkıp büyük adımlarla banyoya girdi.
"Öyle bir alet mi var cidden?" Alper, az önce sorusunun cevabına ulaşamadığı için tekrar bana sormuştu.
"Evet hayatım. Böyle kirpiklerini sıkıştırıyorsun sonra kıvrık oluyor." Elimle uygulamalı olarak gösterdim.
"Vay be. Bakayım senin kirpiklerin nasılmış?"
Elleriyle göz kapaklarımı indirdiğinde dibime girip incelemeye başladı, nefesi yüzüme çarpıyordu. Gözlerimden öptü.
"Benimkiler doğuştan kıvrık." Göz kırptım.
"Hımm demek öyle?" Burnunu burnuma sürttükten sonra yavaşça dudağıma uzanacakken Mustafa tekrar salonun girişinde belirdi. Ellerini beline koymuştu.
"Peki dudak nemlendiricim?"
"Kardeşim ben senin malzemelerini neden elleyeyim, bana niye soruyorsun? Ne zaman dudağıma nemlendirici sürdüğümü gördün acaba?"
"...Ayrıca alt tarafı belediyeye gidiyorsun. Ne bu hazırlık?"
"Belediyede insan yok mu? Toplantıya gireceğim o kadar insanla beraber. Sen de bütün gün pijamayla oturuyorsun. Ben bir şey diyor muyum?"
"Evde takım elbiseyle mi gezecektim?"
"Aman ya bana ne."
Elini montunun cebine atıp aradığı şey eline geldiğinde gülümsedi.
"Aa nemlendiricim burdaymış."
"...İyi görünüyorum değil mi? İyice bir bakın bakayım. Saçım başım düzgün duru-"
Alper, eline ilk geçen yastığı Mustafa'ya doğru fırlatmaya çalışsa da Mustafa ufak bir hamleyle kaçmayı becermişti.
"Yakışıklısın işte, git lan artık."
"Görüşürüzz."
Mustafa arkasında bıraktığı yoğun parfüm kokusuyla beraber evden ayrıldığında baş başa kalmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLMUŞ | bxb
General FictionDolmuşların nefret ettiğim şeyler listesinin başında geldiğini anlamışsınızdır, ta ki dolmuşu dünyanın en güzel şeyi olarak görmemi sağlayan o adama kadar. Şoförden bahsediyorum bu arada.