28

10.2K 684 59
                                    

09.04.21

Sıcak suyun vücudumu rahatlatmasıyla iyice gevşeyip kollarımı küvetin iki yanından aşağı sarkıttım. Alper hareketlendiğinde çıkacağını sandığım için yüzümü buruşturunca elini ağzına götürerek sigara işareti yapmıştı. Sigara yakıp geri gelmesini beklerken suyun üzerindeki köpüklerle oyalandım. Elindekiyle birlikte tekrar küvete yerleştiğinde geriye taranmış siyah ıslak saçlarını, çıkık köprücük kemiklerini, boynundaki kızarıklıkları, dolgun dudaklarının arasında duran sigarayı, sigaraya uzanan kemikli, iri ellerini inceledim büyük bir zevkle.

Onu süzmeyi bırakıp bakışlarımızı birleştirirken "Yarıyıl tatiline girdik ya, ben büyük ihtimal memlekete giderim. Bu dönem hiç gitmedim yanlarına." dedim.

Dumanı ağzından dışarı üfledikten sonra kafasını salladı. "Ne kadar kalırsın Çanakkalede?"

"2 hafta en fazla." Dizlerimi kendime doğru çekip ellerimi etrafına sardım. "..Sen de gelsene benimle."

Önce hafifçe şaşırır gibi oldu, ailemin yanına gitme fikri onu germiş gibiydi.

"Ben mi?"

"Başka kim olacaktı bebeğim?" Ayağımı kaldırıp yüzünün önüne getirdiğimde hafifçe su sıçrattım.

"Çalışmaya başlayacağım ama artık. Biliyorsun zaten abim 2 aydır tek başına idare etmeye çalışıyor. Ama 2 hafta da çokmuş, özlerim ben."

"Hayatım 2 hafta kal demiyorum ki. Cuma günü benimle beraber gelirsin, pazar günü ya da pazartesi sabahtan dönersin. Olmaz mı? Zaten aşırı uzak da değil."

"O şekilde olabilir ama annenler..." Duraksadı.

"Annemler ne?"

"Kabul ederler mi? Rahatsız olmasınlar."

"Deli misiinn?" Annemler Alperle tanışmak için sürekli başımın etini yiyiyordu. "..Onlar kendileri çağır dediler zaten."

Sigarasını söndürüp izmariti kenara bırakırken düşünceyle sakallarını sıvazladı.

"Tamam o zaman. 2 gün kalıp dönerim."

"Süperrr." Heyecanla ellerimi çırptım. Sonunda annemlerin başı göğe erecekti.

Cuma

Terminalden otobüse binip bizim sitenin önündeki durakta indiğimizde Alper, heyecandan yerinde duramıyor, sürekli nasıl davranması gerektiği hakkında sorular soruyordu.

"Kasmana gerek yok. Göreceksin zaten çok rahat insanlardır. Her zaman nasılsan öyle ol."

Rahatlaması için yanağına bir öpücük kondurup bavulumu arkamdan sürükleyerek sitenin kapısından girdim. O da iki eliyle sırt çantasının saplarından tutup etrafı inceleye inceleye beni takip ediyordu. Bizim zile bastığımda babam "Kim oooo?" diye böğürmüştü.

"Biziz baba." dememle dış kapıyı itip koridorun sonundaki asansöre bindik. Alper, terleyen avuçlarını pantolonuna sürttükten sonra aynadan tipine çekidüzen vermekle meşguldü.

DOLMUŞ | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin