Dawn of the World

Bölüm 41

[Denizdeki Kurtarma Merkezinde, 11 Saat Önce]

"Birleşik Cephe'ye sesleniyorum, Birleşik Cephe'ye sesleniyorum... Deniz radarı, okyanusun dibinden yaklaşan büyük bir deniz yaratığı tespit etti... Spesifik veriler aktarılıyor..."

"Torpidoları fırlatın, Varyag'ı seferber edin, desteği Ningyuan uçak gemisine yoğunlaştırın. Su altındaki tüm sirkülasyon boru yollarını kapatın ve yedinci bölgeyi, enerjiyi deniz tabanına yönlendirmesi için bilgilendirin..."

"Birleşik Cephe'ye çağrıda bulunan meteoroloji departmanı bir rapor gönderdi."

"Yedinci bölgeye haber verin. Fırtınanın dağılması için hazırlanın..." dedi Meng Jianguo. "Albay He Hui, izleme istasyonuna git ve savunma mekanizmalarını başlatmaya hazırlan..."

"Birleşik Cephe'yi arayan yedinci bölge, mini nükleer istasyonların geçici olarak durdurulmasını talep etmek için bir acil durum bildirimi sundu..."

Çağrılar sürekli değişiyordu. Meng Jianguo biraz sinirlenmişti.

Yedinci bölgedeki tüm kuleler ordunun yetkisi altındaydı. Kontrol birimi altıncı sektörden etkinleştirildiği sürece savunma mekanizmaları dizisini tamamlayabileceklerdi, ama bu yeterli olmaktan oldukça uzaktı. Yedinci bölge, askeri saldırı emirlerini herhangi bir zamanda engelleme hakkına sahipti ve bu, Meng Jianguo'yu aşırı derecede kızdırmıştı.

Meng Jianguo bir anda fikrini değiştirerek "Hayır" dedi. "Şimdilik Albay Je Hui'yi yedinci bölgedeki kontrol birimini devralması için gönderin."

Sonraki an, sektör altının hafifçe sallandığı andı. Alarmlar çalmaya başlamıştı.

Bip-- Bip-- Alarmların kulağı delen sesleri Birleşik Cephe departmanının her yerinde yankılanıyordu. Meng Jiamguo "Emirleri veriyorum, tüm askeri personel yüzeye çıksın!" diye bağırdı.

O sırada köprüdekiler telaş içindeydi. Sektör altıdaki yeşil ışıklar kırmızıya dönerek birbiri ardına yanıp sönmeye başlamıştı. Memurlar, tümgeneral rütbesine sahiplerdi, hemen yukarıya çıkarak kapıları itip dışarı çıktılar. Tümgeneral Zhou Wei de aceleyle ofisinden dışarı çıkmıştı.

Meng Jianguo, sektörde bu şok yaşanırken herkesle kısaca iletişim kuruyordu.

Voo-- Voo-- Alarmlar bangır bangırdı ve uyarılardan gelen kırmızı ışık yanmaya başlamıştı. Salon aydınlanıyor, sonra yeniden kararıyordu. Sektör altının tamamı kaos içindeydi.

Bu bölgede, zombi salgınının ilk dalgası sırasında buraya göç etmiş ve daha önce hiç bu tür bir acil durumla karşılaşmamış epeyce bir sakin vardı. Zhang Min hemen "Hayatım, buraya gel!" diye bağırdı. "Kimse panik yapmasın! Asansöre doğru ilerleyin!"

Voo-- Voo--

Alarm çalmaya devam ederken askerler her yerde koşuşuyorlardı, aile üyeleriyse ağlıyordu.

Zhang Min "Burada bekle bir tanem!" dedi. Sonra da arabaya koşarak ekipmanı çalıştırmayı denedi, ancak elektrik kesilmişti ve çalışmıyordu.

Sağır edici başka bir patlama sesi ile sektör altı hafifçe yan yatarak eğildi. O anda, arabanın tamamı geriye doğru kaymaya başlamıştı ve Zhang Min, arka koltuğa atlamadan önce ne olduğunu zar zor fark edebilmişti.

Jue Ming "Baba!" diye bağırdı.

Zhang Min "Kıpırdama!" diye kükredi.

Zemin otuz derecelik bir açıyla batıya doğru eğilmişti. Zhang Min, araba koltuğuna atladı ve öndeki arabanın kapısına yöneldi, ancak tüm araba hızla geriye doğru kayıyordu. En sonunda gürültülü bir patlama ile yemekhaneye çarparak camları toza dönümüştü.