Bölüm 35

534 95 100
                                    

Dağlarda muhtemelen epeyce bir köy vardı. Dengfeng ve Dengzhou'dan kaçan mültecilerin çoğu dağlarda saklanıyorlardı. Lai Jie'nin kararı doğruydu. Yollarının üzerindeki Shaoshi Dağı'nda, üzerlerinde beyaz kumaşlar asılı birkaç sinyal kulesi keşfetmişlerdi.

Gökyüzü kararıyordu. Lai Jie haritaya bakarak ertesi günkü arama-kurtarmaya hazırlanmaya başlamıştı.

O akşam arabaları dağın kenarındaki küçük bir köyün önüne park ettiler. 10'dan az ev vardı. Meng Feng, elinde silahla arabadan inerek zombi bölgesini temizledi. Zombilerin çoğu dağlara doğru kaçmışlardı. Geriye kalan onlarcasıysa tarlalarda amaçsızca dolaşıyordu.

Liu Yan bir kuyuya doğru yürüyerek bir kova su doldurdu ve suyu bir reaktifle test etti. Su güvenliydi.

İfadesizce bir şeyleri yıkamaya başladı ve bir süre sonra başını çevirerek küçük bir zombi gördü.

Zombi, küçük bir çocuktu. Kafası çürüyerek kafatasını açığa çıkarmıştı. Korkulukların arkasında durarak Liu Yan'ı seyrediyordu. İlerlemiyor ya da inlemiyordu.

Ama yine de Liu Yan telaşlanmıştı. Gözlerini kısarak tabancasını çıkardığı anda küçük zombi bir adım geri çekildi.

Liu Yan "Tanrım..." diye mırıldandı, adeta kafa derisi titriyordu. "Aklı mı var? Bu da ne böyle?"

Tam o anda bir dizi silah sesiyle küçük zombinin kafası parçalara ayrıldı. Liu Yan yukarı bakarak çok uzakta olmayan eli silahlı Meng Feng'i gördü.

Meng Feng "Gidip ona sarılmak mı istedin?" diye bağırdı. "Bir dahaki sefere bir zombi gördüğünde, yardım çağırmayı unutma sakın!"

Liu Yan hiç ses çıkarmadı. Meng Feng sözlerine devam etti. "Görünüşe göre birçok ekip bu şekilde yok edilmiş. Alarmı çalmalısın, anladın mı?!"

Liu Yan "Biliyorum" dedi. "Gel hadi, kıyafetleri yıkamama yardım et."

Meng Feng yanına gitti, ifadesi açıkça mutsuzdu. Ancak kovayı Liu Yan'dan almadı. "Biz çoktan ayrıldık, bunu sen kendin söyledin. Giysilerini yıkamana neden yardım edeyim ki, iç çamaşırın bile var?"

Liu Yan "Bunu söyleyen ilk sendin! Umut Kasaba'sının dışındaki o yerde sen kendin söyledin. Sadece hafızandaki belirle şeyleri hatırlamayı deneme bile!"

Liu Yan aceleyle kıyafetleri yıkayarak sıktı, zihni hala o küçük zombinin hareketleriyle doluydu. Pekala zekaları vardı, düşmanlarını yargılayabiliyorlardı ve körü körüne ileri atılmıyorlardı.

Ama neden körü körüne ileri atılmıyorlardı? Liu Yan elinde olmadan kararsız hissetmişti. Zombiler çoktan ölmüşlerdi, ama yine de ölmekten korkuyorlardı. İkinci bir ölümden korkmanın ne anlamı vardı? Acaba hayatta kalma içgüdülerini kazanmak için evrimleşmişler miydi? Öyleyse ölü olarak da, diri olarak da kabul edilebilirler miydi?

***

Meng Feng tüm köyü taramayı bitirmiş ve epeyce bir kaynak toplamıştı. Hep birlikte köyün dışında bir ateş yakıp yemek yemeye başlamışlardı.

Birkaç konserveleri ve bir yığın bisküvileri vardı. Konserve yemekleri yemek için bisküvileri kullanıyorlardı.

Liu Yan, Dengfeng'e sabah saat onda gelmişti. Şehir merkezini gezdikten sonra nükleer bomba patlamasını izlemiş, ardından da dağlardaki manzaranın tadını çıkarmak için arabaya binmişti. Sonra da arabada öğle yemeği olarak birkaç bisküvi ve konserve yiyecek yemişti. Liu Yan, yemeğin sadece o an için olduğunu düşünmüştü ve fazla düşünmeden yemişti.

Dawn of the WorldHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin