Bölüm 51

387 49 4
                                    

!!! UYARI !!!: Bu bölüm, 51.bölümün 18 yaşından küçük okuyucular için olan versiyonudur. Cinsellik içermez. 18 yaşından büyük olup da o tarz şeyler okumak isteyenler 'Bölüm 51 (M)' yazan bölüme gidebilirler... O tarz şeyler okumak istemeyenler ve 18 yaşından küçük okuyucular içinse iyi okumalar~

◾◾◾◾

Bakışları kuruyan tepeleri tararken bilinci ise binlerce mil yükseklikten uçarak etrafı tarıyordu. Hızla geçen manzarada gördüğü kadarıyla bitkiler çürümeye başlayarak toprak yanık sarıya dönmüştü.

Vahşi doğadaki toprağa gömülü morumsu-siyah kalp yavaşça atmaya başlamıştı. Kan damarları toprağa dolanmıştı ve her yönden zombiler ona doğru toplanıyorlardı.

Liu Yan tam o anda uyandı.

Ter içindeydi, üzerinde sadece dar bir kolsuz atlet ve bir adet boxer vardı. Yatakta yatıyordu ve nefes nefese küflü tavana bakıyordu.

Ağustos böceklerinin çığlıkları bir yükseliyor, bir düşüyordu. Hücre boğucu derecede sıcaktı. Penceresi bile yoktu.

İçeride sadece bir yatak, bir tuvalet ve bir lavabo vardı. Liu Yan hücreyi incelerken musluğu çevirmeye çalıştı. Beklenmedik bir şekilde su akıyordu. Burası nasıl bir yerdi böyle?

Liu Yan kapıya doğru yürüdü. Ancak onu açamadı. Kapıda bir kapı kanadı vardı. Eğildi ve kanadı kaldırarak dışarı baktı. Karşı tarafta, tıpkı onun olduğu gibi özenle dizilmiş sıra sıra hücreler vardı.

Koridorun iki yanı hücrelerle doluydu. Etraf sessizdi. Uzaktan, zombilerin çağrılarına benzer sesler geliyordu.

O sırada karşı hücreden bir erkek sesi geldi. "Burası bir hapishane. Qingshan Hapishanesi."

Liu Yan içini çekti. "Adın ne?"

"Liu Yan?" Bu Meng Feng'in sesiydi. "Neredesin?"

Liu Yan'ın tüm vücudu gevşemeşti. "Meng Feng! İyi misin?" diye sordu.

(Deminki) erkek "2973'te" dedi.

O sırada karşı hücrelerden birinin kapı kanadı açıldı. Meng Feng'in kanlı eli kenardaydı ve sertçe sallanıyordu. Liu Yan "Xiaodong nerede?" dedi.

"Mekanikçi!" Ses karşı hücreden geliyordu.

Meng Feng "Sakin ol, hepimiz sakin olalım" dedi. "Liu Yan, koridorda kimseyi görüyor musun?"

Liu Yan "Evet... Biri geliyor" dedi.

Meng Feng "Bilgi iste ve ikimizi aynı hücreye sokmanın bir yolunu bulmaya çalış" dedi. "Liu Yan, (her şey) sana bağlı."

Liu Yan yatağa oturdu. Bir doktor ekibi bir el arabasını iterek Meng Feng'in hücre kapısının önünde durmuştu. "Koca adam, elini uzat."

Liu Yan kapıya geri dönmekten ve küçük açıklıktan dışarı bakmaktan kendini alamıyordu. Dışarıda duran küçük el arabasını baktı. Üzerinde cam şişeler vardı. Bir doktor "Acele et, yoksa arkadaşının işi biter" dedi.

Meng Feng'in kızgın sesi yükseldi. "Ne yapmaya çalışıyorsun?!"

O orta yaşlı adam, keskin bir neşterle oynuyordu. Kötü bir şekilde gülümsedi ve "Sana üç saniye veriyorum. İş birliği yapmazsan, bil bakalım arkadaşına ne yapacağım?" dedi.

"Ona dokunma!" Meng Feng bunu söylerken elini açıklıktan dışarı çıkarmıştı. Kolu koyulaşmıştı ​​ve yaralarla kaplıydı. Mayın patlamasından aldığı yaraları hala tam olarak iyileşmemişti.

Dawn of the WorldHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin