26. BÖLÜM

724 73 43
                                    

Herkese merhaba! Gecikme için özür dilerim ama ben değil, Wattpad suçlu. Sürekli error veriyordu, atamadım bölümü...

Beklettiğime değer umarım! Oy atmayı unutmayın ve yorumlarda görüşlerinizi belirtirseniz çok mutlu olurum!🕊

Bölüm şarkısı:
Taha- Geceye yakışan kadın; 😍

Kim olduğunu sorgulatacak kadar yabancılaşmaya başlıyordu Ali Rahmet hayatındaki insanlara. En çokta Hünkar'a...

Kolunu cama yaslamış bir şekilde, tüm metanetini koruyarak, gözünün önünden akıp giden kara yolu izliyordu Hünkar. Yan bir bakış attı arabayı süren adama. Kerelerce gitmesini haykırmıştı yüzüne, lakin işe yaramamıştı.

Hatta bununla kalmayıp arabadaki mümkün olan her alanı karıştırırken, torpidoda kaseti bulup tekrar dinletmişti tüm kayıdı ona. Bu sefer sonunu getirmişti. Onu daha da yıkmak uğruna dinletmişti son birkaç eksik cümleyi.

Biliyordu, Ali Rahmet'in cesaret edip dinlemesi günlerini alacaktı. Sadece zamanı hızlandırmıştı böylelikle. Ya da tüm bağları mahvetmişti. Kararsızdı.

Hünkar'ın metaneti Ali Rahmet'in kinin kıyısından köşesinden bile geçemiyordu. Nasıl bu kadar güçlü kalabildiğini hayranlıkla izliyordu kadın. Sözlerini kıyamadığından yuttuğunu söylemişti ona. Kıyacağı zamanı beklemekten başka bir direniş gelmiyordu Hünkar'ın elinden.

Adamın susması ise zihninde Adnan'dan kalan kelimeleri bastıramamasıydı.

"Kurtulmak istiyorsun öyle mi? O zaman ablanın peşine takılıp o ... çok sevdiğin adamın abisini nasıl öldürdüğünüzü düşün. Ardınızı kimin temizlediğini de hatırla. Hatırla! Sonra kararını bildirirsin bana."

Bakmak istemiyordu sağında oturan kadına. Ama kendine de suçlamalardan pay biçiyordu. Gerçeklere gözlerini kapatacağını kendisi söylemişti kadına. Her şeyin bir açıklaması olduğunu söylüyordu Hünkar durmadan. İnkar etmemişti. Keşke etseydi.

Sözün bittiği yeri bu eksik kelimeler belli etmişti. Her sırrın ve her yalanın ardında gerçek, bunu gerektirecek sebepler olduğundan bahsedip durmuştu.

Lakin şimdi Yamanlar konağına doğru belirsiz bir hızla sürüyordu arabayı. Ali Rahmet dışında olaylardan habersiz bir kişi daha vardı orada- Demir. Hünkar ikisine birden, tek seferde aktarmak istiyordu yılları. En az Ali Rahmet kadar o da merak ediyordu, hakkıydı da bilmek. Daha fazla saklamanın ve ya geçiştirmenin bir anlamı yoktu.

⚡️
Konağa geldiklerinde arka kapıya gitmişti yerini bilirmiş gibi adamın arabası. Derin bir nefes alıp köstekli saatine baktı ve boğazını temizleyip kadına döndü:

"Saat sekiz buçuğa geliyor. Evde midir ki?" diye sordu sesindeki yabancı çıkan tınıya aldırmadan.

Bu tutuk ses kadını afallatmaya yetmişti. Konuştukça daha da uzak oluyordu sanki.

"Bilmiyorum. Anlarız şimdi. Sende gelse-"

"Hayır! Bekliyorum ben." deyiverdi çatık kaşlarını daha da çatarken.

"Peki." dedi sadece Hünkar. Ali Rahmet'e gel demek hataydı zaten.

Hızlı adımlarda konağa giriş yaptığında ilk durağı salon oldu. Kimse yoktu. Sonra mutfağa adımladı. Her zamanki gibi orası şen şakraktı. Kahvaltıyı hazırlıyordu kızlar. Onun geldiğini anlayınca uğraşlarını bırakıp ayağa kalktılar.

DİĞER YARIM 「DY」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin