12. BÖLÜM- HER ŞEY O GÜN BAŞLADI

1K 240 174
                                    

🩸Herkese merhaba! Yeni bir bölümle karşınızdayım. Bana göre çok emek vererek ve severek yazdığım hikâyeme desteklerinizi bekliyorum. Tek yapmanız gereken o küçük yıldız butonuna basıp oy vermeniz. Yorumlarda bölüm hakkında görüşlerinizi bekliyorum. Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin ve ne hissettiğinizi paylaşmaktan çekinmeyin!Şimdiden hepinizi bolca öpüyorum. Keyifli okumalar dilerim! Sevgiyle kalın!🤍⚡️

Bu bölümün FLASHBACK olacağını belirtmiştim. Bunu başlangıç olarak görün.İlerleyen bölümlerde devamı azar azar gelecek.

Bir değişiklik yapalım, buraya okuduğunuz saati bırakır mısınız?🦋

BÖLÜM ŞARKISI (🖤):
SEZEK AKSU-  YETİNMEYİ BİLİR MİSİN?

🌓ÇOK ZOR...YAŞANILANLARIN ENKAZI ALTINDA YIKIK DÖKÜK BİR YAŞAM İLE CAZALANDIRILIRKEN NEFES ALMAYA MECBUR BIRAKILMAK

ーーーーーーーーーーーーーーーーーーーー
Gecenin aydınlığından Çukurova'nın karanlığına bir çığlık koptu. Duyan oldu mu, bilinmez. Selamsız sabahsız bir kapı gıcırtısından bir çığlık koptu. Bir inilti yayıldı geceye... adını 'ACI' koyabileceğimiz. Sonra bir derin uğultu sızdı beyine, garipsenmiş o sesleri bastırırken türkülerle bağırılan, bunada 'AŞK' dendi.

Soğuk ve insanın içini ürperten beyazlıktaki koridorda daha farklı sesler duyulmaya başladı.   Artık hiçbir şey beyaz kadar kirli olamaz. Bu ses...sela sesi. Sanki biri ölmüş, ölmüşte gömmeyi unutmuşlar gibi. Birkaç damla gözyaşı döküldü kısılan deniz gözlerinden "Ne biçim aşk bu, kendi katliamımı kendim mi başlattım ben?"

Duvarlara tutuna tutuna odasına girdi. Işığı yakmadan yatağa attı kendisini. Zaten kendi elleriyle ışığını söndürmüştü. Vücudunu kıpırdatmaya hali olmadığından, rahatsız da olsa, yattığı pozisyonda sessizce ağlamaya başladı. Kardeşi duysun istemedi. Ayaklarını daha fazla haraket ettiremediğinden hafif yan dönüp penceredem içeriye nüfuz eden yarım ayın yansımasında takıldı gözleri.

"Seni hiçbir zaman affetmeyeceğim, Samet Fekeli! Hiçbir zaman! Meğer her şey yalanmış!" titrek çıkan sesi o kadar yorgundu ki. Odasının kapısı tek bir kez tıklanıp açıldı. 'Gelme!' diyecek mecali yoktu. Gelen Hünkar'dı.

"Abla? Kaç saattir ortada yoksun. Umarım yanıma gelmemek için yeterli bir sebebin vardır, yoksa..." dedi mutluluk ve merak tınıları ile neşe saçarken Hünkar.

⚡️
Ablası Hasene hiç böyle yapmazdı.Aralarında dört yaş olmasına rağmen çoçuklar gibi davranmayı severdi. Oysa Hasene 19 yaşında genç kız, Hünkar ise 15 yaşında bir çocuktu. O geceye kadar...

Sabah ailecek ettikleri her kahvaltıda, Azize hanım(anneleri) Hasene'ye bıkmadan aynı cümleyi tekrar ederdi "Artık odanda yatmayı öğrenmelisin!". O ise bu klişe lafa hiç kulak asmaz, her gece herkesin uyuduğundan emin olunca, Hünkar'ın odasına gidip kardeşi ile koyun koyuna uyur, sabahta Azize hanımın mırıltılarıyla adımlarını soğuk zeminden kendi odasına yöneltirdi. Hünkar'ında bu duruma klasik cevabı vardı "Ablam, sen birtanesin!"

Ama o gece ablası ilk kez gelmemiş, üstelik yanına uğrayıp 'İyi geceler!' bile dememişti. Zaten anne- babaları bir ahbaplarının düğünü için Mersin'e gitmişlerdi. Yalnız hissedip, uyuyamamıştı Hünkar.
⚡️

Söylediğiyle ablası ses etmeyince ışığı açtı ve diyeceğini diyemedi. Gördüğü manzarayı idrak etmekte zorlanıyor, beyni ve gözleri kabullenme aşamasında onu çıkmaza sürüklüyordu.

DİĞER YARIM 「DY」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin