on yedi

472 71 220
                                    

Y/N: Bu bölümde, hikayenin tamamından daha fazla şarkı var. Kokteyle gidiyorlar, arkalarında çalan şarkıları da bölüme koydum. Tavsiyem; şarkıları dinleyerek okumanız yönünde olsa da karar sizin. İyi okumalar :)

Serra'nın derin sırt dekoltesi içime oturmuş olsa da tüm gece yanımdan ayrılmayacak olması, biraz da olsa içime su serpiyordu. Keşke mümkün olsaydı da üstünü değiştirmesini isteyebilseydim fakat bu birçok yönden imkansızdı. En önemli kısım da Serra'nın bu elbiseye aşık olmuş gibi bakmasıydı. Onu mutsuz edeceğime bütün gece huzursuz bir şekilde etrafı kollamayı yeğlerdim.

Benden sonra Turan da yanımıza çıkmış, Gökçe'nin elbisesinin hiçbir şeyi olmadığını belirtmişti. Bizim kızlarla birlikte alışveriş yapmış bir seksenlik kıza elbisenin bir miktar kısa gelmiş olduğunu, ben de evden çıkarken görmüştüm ama Turan'a eşek gibi gülmüştük, orası ayrı.

Herkesin hazır olmasının ardından, gitmek için arabalara bölüşme kısmına geldiğinde, her çift için ayrı araba taşımamanın daha mantıklı olduğuna karar verilmişti. Bir de davette içme potansiyeli göz önüne alınmıştı elbette.

Lisanslı oyuncu ve profesyonel basketbol oyuncu kuzenim Turan'ın asla içmeyeceğini bilen amcam ilk grubun şoförü olarak onu atarken; biz ve Turanlar olarak iki çifti arabaya yerleştirmişti.

Tamer de bir doktor olarak ancak tadacak biriydi, o yüzden amcamları ve Narin'i de alarak ikinci grubun şoförü olarak kendini atadı.

Boşta kalan ve içme ihtimali hayli yüksek Tayanç, iki kişilik spor arabasıyla son grubun şoförü oldu. Elbette dönerken bu arabayı Tamer kullanacak ve amcam da Tamer'in arabasını kullanacaktı.

Bu konuşmanın hemen ardından herkes ait olduğu gruba dağılarak yerine yerleştiğinde, Serra'nın sırtına koyduğu ince şalla üşüme ihtimalini kafamda tarttım. İzmir için bile hava iyileşmişti. Muhtemelen üşümezdi.

"Bir şey soracağım" dedi benle birlikte arkada oturan Serra. Sesiyle birlikte ona döndüğümde, Turan şarkı açtı. Serra dikkatle bana bakıyor ama bir şey sormuyordu.

"Sor hadi" dediğimde alt dudağını ısırdı. Şey, dedi. Be hakkında bu kadar gergindi bilmiyorum ama tavrı sabahtan beri karışık aklıma hiç de yararlı şeyler yapmıyordu. "Elbisemi beğenmedin mi?"

"Hayır, beğendim" dedim ve kısa bir süre tekledim. Başka ne söyleyebilirdim onu düşündüğüm kısa sürede, hemen konuşmayı ele aldı.

"Yalan söylüyorsun. Evet, başta beğenmiştin ama sonra beğenmedin. Ne oldu? Yakışmamış dimi?" dedi ve düşmüş yüzüyle bana bakmaya başladı. Ben bir şey diyemeden, Turan bağıra bağıra şarkıyı söylemeye başladı. Başladığında susmayacağı için, Serra'ya biraz daha yaklaştım.

"Elbisen çok güzel sana da çok yakışmış ama sence de sırtı çok açık değil mi?" dediğimde şaşkınca bana baktı. Bu bakış bir süre devam etti, sonra da kahkahayla gülmeye başladı.

"Saçmalama istersen. Tamam kardeş deyip duruyorsun ama ben gerçekten senin kardeşin değilim" dedi. Farkındaydım. Özellikle de bu bir iki gündür, fazlasıyla farkındaydım.

"Yine de bana emanetsin, peşine saçma sapan bir takılsın istemem. Hasta olmanı istemem. İyiliğini düşünüyorum işte" dediğimde, birazcık geri çekilip dikkatle yüzüme bakmaya başladı.

Artık Hikaye: "Her Şey Hala Biraz Sen"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin