yirmi dokuz

287 37 2
                                    

Kapımın alacaklı gibi çalınmasıyla güne başladığımda, saat sabah altıya geliyordu. Güneş bile henüz zahmet edip doğmamışken, bu kapıma dayanan kişinin nasıl bir derdi vardı öğrenmeden, onu dövesim vardı. Sinirle kapıya vardığımda, hınçla kapıyı açtım ancak kapıdakileri görünce, şaşkınlıktan olsa gerek, öylece bakakaldım: Anne!

"Çağlayan" diyerek bana sarılan annemin sesindeki şefkat, onu ne kadar özlediğimi fark etmemi sağladı. Onunla görüşmeden geçirdiğim bunca vakit hiç fark etmemiş olsam da şu anda, o bana içtenlikle sarılırken, onu çoktan affetmiş olduğumu fark ettim. Yanlış bir yol seçmiş de olsa, amacı beni mutlu etmek olan annem sayesinde, tahmin etmediği biriyle, düşündüğü noktaya varmış bulunuyordum. Sonuç olarak kalbim bir kez daha atmaya başlamıştı ve bunun en önemli mimarlarından biri de annemdi.

Sıkı sarılışına, aynı sıkılıkta bir sarılışla karşılık verdim. Annemin sırtının hafif sallantısıyla da ağlıyor oluşunu o an fark ettim. Omuzlarından onu tutarak kendimden biraz uzaklaştırdım ve yüzüne baktım. Tahmin ettiğim gibi ağlıyordu ve kendisi ağlama krizine girebilen birisiydi. O yüzden, onu elinden tutarak içeriye çektim, salondaki koltuklardan birine oturmasını sağladıktan sonra bir bardak su getirdim. Bunlar olurken, sevgili babam tekli koltukta oturuyordu. Annemden fırça yiyip gelmiş gibi duruyordu çünkü şimdiye kadar çoktan beni azarlamaya başlaması gerekirdi.

"Annem suyunu da iç" dedim bardağı ona uzatırken. Yanındaki boşluğa iliştiğimde, bardaktaki suyu sakince içti, bardağı da yanındaki sehpaya bıraktıktan sonra bana döndü.

"Çağlayan, böyle habersiz geldik ama sensiz kalmaya dayanamadım artık. Bize kızgınsın biliyorum ama annen baban olmadan evlenmene dayanamazdım. Bizi affetmesen de olur ama yanında olalım be çocuğum. Yıllardır senin mutlu olmanı bekliyoruz biz" diyen annem, aklına gelen her bahaneyi ardı ardına söyleyecek gibi duruyordu.

"Annem, sakin ol" dedim ve yanına biraz daha yaklaşıp yarım kalan sarılmamız için ona bir kez daha sarıldım. "Sizi arayacaktım zaten gün içinde, her şey çok hızlı gelişti, vakit bulamadım sadece" dediğimde, yavru kedi gibi bana baktı.

"Yanında olmamıza izin verecek misin yani?"

"Tabi ki yanımda olmanıza izin vereceğim. Annem babam olmadan evlenmem olmazdı. Sizden sadece bir şey isteyeceğim" dedim, annem ve babama baktım. Babam, burada olmaktan hiç hoşnut değil gibi bakıyordu ama beni dinlediği de belliydi. Annem ise söylediğimi emir sayacak gibi bakıyordu.

"Serra'nın ailesi yok, biliyorsunuz. Bir ablası var, kimsesiz gibi bakıyor arada, içime dokunuyor. Ona aile olacağım ben ama siz de sahip çıkın istiyorum. Sizi benim değil de onun anne babası sansınlar, öyle sahip çıkın istiyorum. Yapar mısınız?"

Söylediğim şeyler annemin bir kez daha gözlerinin dolmasına sebep olurken, babamın yüzündeki umursamaz ifadesi kırılmıştı. Anneminkine benzer bir ifadeyle yerinden kalktı ve karşıma dikildiğinde, ben de ayağa kalktım. Sıkıca bana sarıldı.

"Adam olmuşsun sen, eşek sıpası" dedi sıkı sıkı sarılırken. "Seni böyle hayata döndüren kıza, sen istemesen de sahip çıkarız. Yuvamıza yavru bir kuş bırakıyorsun, koruyup kollamaz mıyız hiç?"

"Teşekkür ederim baba" dedim. Birbirimize bir kez daha sıkıca sarıldığımızda annem de yerinden kalkmış, bize sarılıyordu. "Bir şey daha isteyebilir miyim?"

Babam gözündeki yaşları silerek benden ayrılırken annemi de yanına çekip sarılmaya devam ediyordu. Enseme doğru bir şaplak attı gülümseyerek. Lisedeymiş gibi hissettim. Kırık anılardan önceki dönemdeymiş gibi...

"İste bakalım, daha neler isteyeceksin bakalım, yumuşak karnımızı buldun nasıl olsa" diyen babam keyiften dört köşe bir haldeydi.

"Şöyle ki; Serra'yı ablasından isteyececeğiz ama babaannemlerden falan gizli"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 11, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Artık Hikaye: "Her Şey Hala Biraz Sen"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin