Uyandığımda kolumda yine serum vardı. Ve bu sefer kendimi çok halsiz hissediyordum. Elim adını bilmediğim, ama Asaf'ın annesi olduğunu bildiğim kadının elindeydi. Bana gülümseyerek bakıyordu. Bayıldın
Dedi bana. Ya stresten ya da açlıktan bayılmıştım. Çünkü hiçbirşey yememiştim. Ama olsun, ona değer. Gözlerimi kapattım ve aklıma Asaf'la yaptığım konuşma geldi."Asaf nasıl?"
"iyi iyi korkma. Sadece uyutuyorlar şu an tedbir amaçlı."
"Şey, bizi biraz kızlarla yalnız bırakmanızı istesem ayıp etmiş olur muyum?"
"Olur mu öyle şey kızım. Hem bende Melekle beraber kantine kahve içmeye gidecektim. Uyandığın iyi oldu. Sana da bir şeyler alırız. Hiçbir şey yemedin." Tam ben itiraz etmeye hazırlanacakken lafım Melek tarafından kesildi.
"Merak etme Açelya abla, abim iyi. Sadece biraz dinlenmeye ihtiyacı var o kadar. Hem uyanınca seni böyle bitkin görmesin. Hadi anne gidelim." Dedi ve çıktılar. Ben o sırada kızlara bakıp nasıl anlatabileceğimi düşünüyordum.
"Dökül" Dedi Gece. Nerden anladığını tahmin edebiliyordum. Anlatmaya başladım ve işte böyle diyerek noktaladım.
"Şimdi bizim eniştemiz mi oldu yani?"
"Gecee! bak kızacağım ama."
"Tamam yaa bir şey demedim." Bende bir şey demeden arkamı döndüm ve uyumaya çalıştım. Ama uyuyamadım. Çünkü aklım Asafta'ydı. Onunla geçirdiğimiz güzel anıları düşünerek uyudum. Ama sonra anılar birden zifiri karanlığa döndü ve geçirdiğimiz kazayı gördüm. Sesler duyuyordum, ama gözlerimi açamıyordum. Birden sıçrayarak uyandım ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Sesime uyanan Gece endişeli gözlerle bana bakıyordu.
"İyi misin güzelim ne oldu?"
"Bir şey oldu, Gece bir şey oldu" hissediyorum. Ya gidelim ya yanlarına ne olur!" Dedim ve kolumdaki serumu sökmeye çalıştım ama Gece tarafından geri yatırıldım. O sırada Melek'in abi diye haykırışını duydum ve hayır ya hayır diyerek kolumdaki serumu söküp oraya doğru koşturmaya başladım. Gittiğimde gördüğüm manzarayı asla unutamam çünkü Melek çöküp ağlıyor. Annesi ise bayılmış orada öylece yatıyordu. Benim oraya geldiğimi yeni farketmiş olacaklar ki Nesrin abla dönüp bana baktı ve
"Açelya sen neden kalktın kızım?" Diye sordu. Ama ben öylece Melek'e bakıyordum.
"Melek noldu Asafa ablacığım? Bana doğruyu söyle."
"Abimi ameliyata aldılar Açelya abla. Ne olur ona birşey olmasın."
"Şşt birşey olmayacak kuzum. Senin annen için güçlü durman lazım. Tamam mı hadi üzme kendini." Dedim ve oradan ağzımı tutarak ayrıldım ve koridorun en karanlık köşesine gidip dizlerimi karnıma doğru çektim ve kafamı dizlerime yasladım. Onu yeni bulmuşken kaybedemezdim. Güçlü durmaya çalışıyordum ama duramıyordum. Ve bu çok kötüydü. En azından benim için. Çünkü benim onlar için güçlü durmam gerekiyordu. Bir başkası için değil. Bir süre karanlik koridorda tek başıma oturdum. Omzuma koyulan elle irkildim ve gözlerimi açtim. Karşımda Melek duruyordu. Ağlamaktan gözleri şişmiş... Benim de ondan aşağı kalır yanım yoktu.
"İyi misin abla?""İyi olmaya çalışıyorum kuzum."
"Sence abim iyileşir mi?"
"Tabiki, biz ümidimizi kırmayalım." Dedim o sırada oğlumm diye bir feryat işittik. Ve ameliyathanenin oraya doğru koşturmaya başladık. Gittiğimizde annesi yere kapanmış ağlıyordu. Doktor da onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Ben korku dolu gözlerle doktora bakıyordum. Duyacağım cevaptan korkarak doktora döndüm ve
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşam Mucizesi
Romance"Eğer insan bir çiçeği seviyorsa ve milyonlarca yıldızın üzerinde bu çiçekten yalnızca bir tanecik varsa,yıldızlara uzaktan bakmak bile bu insanı mutlu etmeye yetecektir. Bizim aşkımız da yıldızlar kadar parlak ve muhteşem bir şekilde ilerliyordu ve...