Mis gibi kızarmış ekmek kokusu ile açmıştım gözlerimi. Anlaşılan Derya teyze yine döktürmüştü. Asaf'a baktım hâlâ uyuyordu. Bende hâlâ uykumu alamamış olmalıyım ki yataktan kalkmak istemedim. Yüzümü Asaftan tarafa çevirdim. Uzun uzun süzdüm Asaf'ı. Hâlâ bir yıl içerisinde yaşadığım olaylar hâyâl gibi geliyordu. Gözlerimi kapattım ve tekrardan uykuya daldım. Asaf'a baktığında içinde kıpırtılar olurdu. Şuan da olmuştu o kıpırtı. Asaf gözlerini yavaşça açtı Açelya'ya baktı. sabah yeni kalktığı için saçları birbirine girmişti ama yine de çok tatlı duruyordu. Asaf içinden onun ne kadar güzel olduğunu söyledi Açelya ne yaparsa yapsın her hareketi Asaf'a çok hoş geliyordu. Asaf bunları düşünürken minik sevgilisi gözlerini açıp yüzüne gülümseyerek baktı. Açelya tam bir şey diyecekti ki Derya teyze'nin sesi geldi.
"Uykucular kalkın."diyordu Derya teyze. Asaf usulca yatağından kalktı o arada Açelya Asaf'ı süzüyordu sanki birşey diyecek gibiydi.
"Ne oldu kız? Daldın bana bakıyorsun."
"Hiç. Sadece şu yaşadığım kötü olaylara rağmen hâlâ nasıl bırakmadığını düşünüyorum."
"O ihtimali aklından çıkart güzelim." Dedi ve saçlarımı öptü. Aşağıdan duyulan sesle kıkırdayarak birbirimize baktık ve aşağı indik. Melek beni görünce direkt sarıldı. Bende ona sarıldım ve beraber masaya oturduk. Tek tek masadakilere baktım ve iyi ki benim ailem olmuşlar diye düşündüm. Gözüm sessizce tabağındakilerle oynayan Asel'e takıldı.
"Güzelim sen neden yemiyorsun?" Diye sordum. Bana baktı, yüzü bembeyazdı.
"Midem bulanıyor." Dedi. Efe endişe ile Asel'e döndü ve elini alnına koydu.
"Ateşin filan da yok. Sevgilim iyi misin sen?" Dedi. Asel iyiyim anlamında başını salladı. Üstelemedim ve yemeğimi yemeye başladım. Garipti, çok garip. Normalde deli gibi yemek yiyen kız şimdi yemiyordu. Neyse diyerek kendi tabağıma odaklandım. 15 dakika kadar kimse konuşmadan yemeğini yedi. Masayı toparlamaya yardım ettim ve içeriye geçip koltuğa oturdum. Hava inanılmaz sıcaktı ve nefesim daralıyordu. Eskiden olan astım hastalığım tekrardan olmaz inşallah diyerek derin nefesler almaya çalıştım. Asaf dönüp bana baktı ve iyi misin dercesine göz kırptı. Kafamı salladım. Ama iyi değildim. Asafa döndüm ve
"Asaf! Ben hiç iyi değilim nefesim daralıyor. Klimayı açsak sorun olur mu?" Diye sordum. Gece bana döndü ve
"Astım?" Dedi sorarcasına. Ona galiba dedim ve gözlerimi kapatıp derin nefesler almaya başladım. Asaf klimayı açmış bana soğuk su getirmişti. Ellerim titrerken yavaş yavaş suyu aldım ve içmeye başladım. Derya Teyze bana dönüp,
"Güzel kızım iyi misin?"
"İyiyim sanırım. Sadece nefesim daralıyor."
"Peki bu güzel kız acaba dizlerime yatmak ister mi?" Dedi. Kafamı evet anlamında salladım ve dizlerine uzandım. İyi olmadığımı fark eden Asaf yanıma oturmuş ellerimi tutmuştu. Gözlerim Derya Teyze'nin saçlarımı okşamasıyla kapanırken kendimi derin bir uykuda buldum. Gözlerimi açtığımda yanımda ne Asaf, ne de Derya teyze vardı. Karanlık bir odada yatıyordum ve odayı hiç bilmiyordum. Neler oluyor dercesine gözlerimi etrafta dolandırdım ve doğrulmaya çalıştım. Ama olmadı. Çünkü ellerim sıkı bir şekilde yatağa bağlanmıştı. Yine ne oluyor acaba diye düşünürken kapı açıldı ve içeriye o Allah'ın belası adam girdi. Ben bu adamdan kurtulamayacak mıyım?
"Ben senden kurtulamayacak mıyım ya? Ne istiyorsun sen benden."
"Ben sana ne dedim? Seni öldürmeden rahat edemem ki. Ama ölmeden önce bir tadına bakmam lazım. Bağırmaya kalkarsan direkt kafana sıkarım. Ellerin zaten bağlı birşey yapamazsın." Dedi ve iğrenç bir şekilde kahkaha attı. Ağlamaya başladım. Haklıydı birşey yapamazdım. Üstüme üstüme gelmeye başladı. Ben geri gitmeye çalışsam da başaramadım. Geldi ve yanağıma dokundu. Kafamı yana çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşam Mucizesi
Romance"Eğer insan bir çiçeği seviyorsa ve milyonlarca yıldızın üzerinde bu çiçekten yalnızca bir tanecik varsa,yıldızlara uzaktan bakmak bile bu insanı mutlu etmeye yetecektir. Bizim aşkımız da yıldızlar kadar parlak ve muhteşem bir şekilde ilerliyordu ve...