AŞK KIVILCIMLARI

50 34 26
                                    

Asaf'tan:

Uyuyamamanın verdiği rahatsızlıkla yatakta oflayarak doğruldum ve saate baktım. Saat daha 5.00 dı. Kalktım ve ayaklarımın ucuna basarak ilerledim ve mutfağa inip ayılmak için kendime bir filtre kahve yaptım. Odama çıkıp balkona gittim. Kahveden önce buz gibi olan hava zaten yeterince ayıltmıştı beni. Kahveyi orada bıraktım ve kitaplığımdan bir kitap alıp balkona geçtim, salıncağa oturdum ve okumaya başladım. Başladım başlamasına ama kafamdaki düşüncelerden bir türlü kurtulamıyordum. Kitabı yanıma bıraktım ve yavaş yavaş aydınlanmakta olan havaya bakıp, kahvemi içmeye devam ettim. Bugün tatil bitmiş ve okulun yeni dönemi başlıyordu. Kafam Açelya'da kalmıştı. Acaba ne yapıyordu şu an? Tam ben kendi kendime sövmeye hazırlanırken omuzlarıma bırakılan örtüyle irkilip arkamı döndüm. Melek tepemde gülümseyerek bana bakıyordu. Elinde de bir fincan papatya çayı vardı. Genellikle stresli olduğu zamanlarda sakinleşmek için içerdi.

"Melek sen niye uyumadın abiciğim?"

"Uyku tutmadı abi. Seninle yatayım belki uyurum diye yanına geleyim dedim. Ama baktım benim abim balkonda, bende belki konuşuruz diye yanına geldim."

"E iyi hadi gel bakalım." Dedim. Zaten oda yanıma oturur oturmaz başını göğsüme koydu ve ofladı.

"Kız minik cadı yaşın kaç başın kaç daha nereye ofluyorsun sen?"

"Ne bileyim abi ya, kendimi huzursuz hissediyorum."

"Bana bak senin bir derdin mi var? Bak benimle her türlü konuşabilirsin biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum. Ya bugün okulun ilk günü. yeni hocalarla tanışacağız. Her hoca soruyor anne babanız ne iş yapıyor diye. Ben babamı neredeyse hiç görmedim ki. Babam yok dersem alay etmezler mi benimle?"

"Hele bir etsinler. Melek, eğer sana birisi bir şey söyleyecek olursa bana söyle ben gerekeni yaparım tamam mı?"

"Tamam abi, seni çok seviyorum."

"Bende seni prenses."

"Abi!"

"Efendim güzelim?"

"Dizine yatabilir miyim?"

"E hadi gel bakalım." Dedim ve Melek başını dizime koydu. Bende onun saçlarını okşadım. Biraz sonra baktığımda uyuya kalmıştı. Bende onu kucağıma alıp yatağıma yatırdım ve üstünü örtüp tekrar balkona çıktım. Yarım saat bir saat kadar kitap okuduktan sonra içeriye girdim. Melek daha uyuyordu, annemin odasına gittim, baktım oda uyuyor. Asayiş berkemal diyerek mutfağa yöneldim ve önlüğümü takıp güzel bir kahvaltı hazırlamaya başladım. Melek'in en sevdiği şeylerden biri olan krep yapacaktım. Annem içinse pişi. Öncelikle hamurun mayalanması için pişiden başladım. Hamurun üzerini bezle kapattım ve kenara bıraktım. Bu sefer krepe başladım. Aradan 20 dakika geçti ve ben krepi pişirmeyi bitirdim. Baktım hamur dev gibi kabarmış kalp şeklini verip onları da kızarttım. Domates salatalık doğradım, portakal suyu sıktım, en son sucuklu yumurtayı yapıp çayı koyduktan sonra saate baktım. Saat 6.00 olmuştu. Gittim önce annemi kaldırdım ve aşağı inip kahvaltıya oturmasını söyledim. Ve en zor iş olan bizim cadıyı uyandırmaya gittim.

"Melek! Hadi abiciğim, bak okula geç kalacaksın. Hem senin için kahvaltı hazırladım ben."

"Tamam abi ellerine sağlık. Ben yüzümü yıkayıp, üstümü giyinip geliyorum." Dedi. Bende tamam diyerek annemin yanına gittim. Gittiğimde annem şaşkın şaşkın bana bakıyordu.

"Oğlum! Sen böyle şeyler yapabiliyordun da benim neden haberim yok?"

"İlla olması mı lazım Derya Sultan?

Yaşam MucizesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin