"Bu bölümden sonra İngilizce konuşulan yerler bu biçimde yazılacaktır"
Şirket kapısının önünde valenin arabamı getirmesini bekliyorduk. Simay bir an kolumdan tutup bütün odağımı kendisine çekmeye çalıştı.
"Beliz bak ben düşündüm bugün ve yaptığın şey çok saçma sonucunda ölüm var diyorsun ama Egemen'i geri çeviriyorsun sırf benim için" dedi. Suçluluk duygusundan dolayı sonlara doğru sesi kısılmıştı. Kolumda ki elini alıp tuttum.
"Simay ben sana bunu yapamam hemde Egemen'le olan kardeşliğimize de bunu yapamam yani kendini suçlu hissetmene gerek yok" dedim. Simay elini ellerimin arasından bir hışımla çekti.
"Beliz sen anlamıyor musun? Ölmemek için hamile kalmam lazım diyorsun. Egemenden başka çaren yok hâlâ gelmiş kardeşlik diyorsun. Önemli olan senin hayatın ve sen bunu hiçe say-" Simay'ın lafını arkamda bir odakta sabit tutan bakışları böldü. Baktığı tarafa bakmak için arkamı döndüğüm de Faruk Bey, Silvio Bey ve Armando Bey vardı. Sinirle geri önümü dönüp Simay'a kızgın bakışlarımı atmıştım. Söylediği şeyleri Faruk Bey duyduysa...
Arkamı geri dönüp mahçup bir şekilde başımı eğerek "Kusura bakmayın" dedim. Valenin getirdiği arabaya doğru hızlı hızlı ilerleyip bindik. Ordan ışınlanmak ister gibi hızla gaza basıp gözden kaybolduk.
"Aferin ya Simay ya Faruk Bey duyduysa ne yapıcam ben adamın yüzüne nasıl bakıcam kim bilir hakkımda neler düşünecek" diye söylendim. Telefonunu arabaya bağlayıp çalma listesinden bir müzik açtı. "Sanki Faruk Bey seni tanımıyor hakkında kötü bir şey düşünmez"
Arabada ki sessizliğin ardından Simay araya girdi "Egemen olmaz diyorsan ne yapıcaksın" diye sordu.
"Bulucam bir çaresini" diye konuşurken müziğin sesini azıcık kıstım. Konuyu dağıtmak için başka şeylere dikkat dağıtmaya çalıştım "Bu yeni ortaklar ne zaman dönücekler İtalya'ya"
"2 hafta burda kalıcaklarmış birkaç belgeler birde alışma süreci falan"
Başımı onaylar anlamında salladım. Açmaya çalıştığım konunun iki saniyede kapanması üzmüştü "Bir yerlere mi gitsek bayadır iş güç derken dışarı çıkamıyoruz"
"Olur bakarız" dedi. Sinirle yüksek sesle 'Ayhh' nidası çıkartıp yol kenarında arabayı durdum. "İçimi kararttın iki dakika da kendine gel ya özüne dön"
"Ben böyle bir zaman da normal davranıyorum asıl sen çok rahatsın sanki sonunda ölüm olan hastalığa yakalanan benim" diye konuştu ölüm kelimesini bastırmış ve gözlerimin içine bakmıştı. Bir şey demeyerek arabayı çalıştırdım. Simay'ın evinin önüne geldiğim de durdum. İnmeden önce bana dönüp durdu.
"Hata yapıyorsun Beliz. Bu kararınla bana iyilik yaptığını düşünüyorsun ama eğer hastalığının sonucu kötü biterse ömür boyu suçluluk duygusuyla kendimi yiyip bitiricem" dedi. Bana son bir bakış atıp arabadan inip oturduğu apartmana doğru ilerledi. Bir süre oturup dediğini düşünürken dikkatimi yolda bir kadınla elini tutan çocuğu bozdu. İkisi de çok tatlı mutlulardı. Arabayı çalıştırıp eve doğru sürmeye başladım.
Oturduğum yere geldiğim de arabayı park edip indim. Apartmana girdim. Asansör yerine merdivenlerle yukarı çıktım. Kapıyı açıp babamın sesini görmezden gelip kendi odama geçtim ve kendimi öylece sıcacık yatağıma attım.
¤
Günlük rutinlerimi uyguladığım bir güne daha girmiştik. Her zaman ki gibi erkenden kalktım. Hazırlandım, yemek yemeye zamanım olmadığından yolda fırından aldığım poğaçaları yiyerek şirkete geldim. Şu anda da masam da oturmuş önümde ki dosyaları inceliyor gibi yapıyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖR OYUN (+18)
Random⚠️+18 sahneler, fantazi, smut ve argo kelimeler⚠️ (Kapakta ki kişiler gerçek karakterleri yansıtmamaktadır.)