11 - GİTTİ

29.9K 703 9
                                    

Yoğun bir iş mesaisi ardından sonunda işim bitmişti. Toplanıp asansörlerin olduğu bölüme ilerledim. Asansörle aşağıya inip şirketin kapısına doğru ilerlerken bir yandan da ceketimin katlanan yakasını düzeltmeye çalışıyordum. Aniden birisiyle çarpıştığım da bir iki adım sendeledim ve elimde ki kahve yere döküldü.

"Çok özür dilerim bir yerinize bir şey oldu mu?" diye endişeli bir ses geldiğinde karşımdaki kişiye döndüm. Elimi hızla sağa sola sallayıp "Sorun değil" dedim.

Elimle az uzağımızda ki çalışana el hareketle yanımıza çağırdım. "Buraya temizleyebilir misiniz?" diye sordum. "Tabi Beliz Hanım" diyerek uzaklaştı.

"Bir şeyiniz olmadığından eminsiniz değil mi" diye tekrar soru sorduğun da çarpıştığımız kişiye baktım. "Evet evet gerçekten sorun yok"

"Ben Emir bu arada" diyerek elini uzattı. Tebessümle elimi uzatıp sıktım. "Beliz" diye sadece ismimi söylemekle yetindim. Sohbet daha da uzamaması için yanından geçip şirketten çıktım. Tek amacım eve gidip uyumaktı.

Arabama binip eve doğru sürerken telefonumdan bildirim sesi geldi.

Alıcı: Beliz
Gönderen: Armando
Son kez birlikte uyuyabilir miyiz?

Mesajı gördüğümde yolumdan dönüp otele doğru ilerledim. Yarın İtalya'ya döneceklerdi ve ben gitmek için zaten Armando'dan çağrı bekliyordum.

Yolculuğum bittiğinde arabamı otelin önünde durdurdum. Arabadan inip otele doğru ilerledim. Asansörle birlikte kaldığı odanın katında inip odaya gittim. Zaten bende yedek anahtarı olan kapıyı açıp içeri girdim.

Banyodan su sesleri geliyordu Armando'ya hiç seslenmeden dolabına ilerledim. Üstüme siyah bir tişört aldım. Üstümü giyinip aynada kendime baktım. Üstümdeki çok komik ve aşırı büyük duruyodu.

Ani bir fikirle Armando'nun yanına gitmeyi düşünsem de sonra hemen vazgeçtim. Sadece sarılıp uyumak istiyordum. Buzdolabından içecek bir şey alıp koltuğa oturdum. Telefonumu alıp sosyal medyada gezmeye başladım.

Birkaç dakikanın ardından banyo kapısının açılma sesini duydum. Koltukta arkaya dönüp Armando'ya baktım. Belinde ve omzunda havlu vardı. Saçlarını kurulayarak "Hoşgeldin" dedi. Cevap vermeden içeceğimi içerek Armando'yu izliyordum. Her bir harektinde kasları hareketleniyordu. O kadar çekici gözüküyordu.

Bir anda bana dönüp gözlerimin içine bakarak havlusunu indirdi. Bakışlarımı gözlerinden alıp aletine indirdim. Çok büyük ve kalındı. Koltuktan kalkıp Armando'ya doğru ilerledim. Biraz kışkırtmak fena olmazdı. Önünde eğildim. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Yüzünde çapkın gülümsemesiyle yüzümü okşadı.

Yerden kıyafetimi alıp kalktım. Elimde gelişigüzel dürüp tekli koltuğun kolçak kısmına bıraktım. Geri Armando'ya baktığım da bana masum masum bakıyordu. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıp yatağa ilerledim. Yorganı kaldırıp içine yatarak "Uykum var" dedim. Üstüne sadece gri bir eşofman giyip yanıma yattı.

Sırtım onun göğsüne değecek şekilde yanıma uzanıp arkamdan bana sarıldı. Alt bölgelerim de Armando'nun penisini hissettiğim de öylesine kapattığım gözlerimi açtım. Benim yaptığım gibi beni kışkırtmak istiyordu. Armando'ya dönüp sırt üstü yatmasını sağladım ve başımı göğsüne koyup uzandım. Elini belime koyup okşayarak "Tişörtüm yakışmış" dedi. Kafamı kaldırıp dudağına öpücük bıraktım. Yeniden eski halim de yattığım da uykuya dalmıştım.

¤

Gözlerimi büyük bir güçlükle açtım. Ellerimi iki yana açıp esnediğim de sağ elim büyük bir cüsseye çarptı. Kafamı çevirip baktığımda Armando ağırlığını sol koluna vermiş bana bakıyordu. Utanıp yüzümü kapattım.

"Sabah sabah çok çirkin oluyorum bakma" diye sitem edip yatağa iyice sıvıştım. Yatakta kıpırdanma hissettiğim de yine yüzümü açmadım. Armando beni beni kendine çekip sarıldı. "Kendine haksızlık yapma" diye uykulu sesiyle konuştu.

Hareketleri o kadar sıcakkanlıydı ki sanki yıllardır birlikteymişiz gibi hissediyordum. Kafamı Armando'nun göğsüne bastırıp sığındım. "Sana bir şey sorabilir miyim?" dedim.

Elleriyle saçlarımı okşamaya başlayıp "Sorabilirsin" diye mırıldandı. Derince titrek bir nefes alıp aramıza çok az bir mesafe koydum. "Bir çocuğun olmasını sadece şirketin başına geçmek için mi istiyorsun?"

"Niye sordun?"

"Hareketlerin, davranışların o kadar etkileyici ki sanki seni yıllardır tanıyor gibiyim. Bir çocuğun olmasını sadece şirket için istediğini... Bilmiyorum senin gibi birisinden garip geliyor" dedim. Saçlarımı okşayan eli durdu. Altımda kıpırdanma hissettiğim de doğruldum. Yatakta bağdaş şeklinde oturup Armando'ya döndüm. Komodinin üstünde sigara paketini aldı. Dudaklarının arasına sigara dalını koyup "Benim gibi birisi mi?" diye sordu.

Başımla onayladım. Yaktığı sigarasından bir nefes alıp sigarayı dudaklarından uzaklaştırdı. "Beni ne kadar tanıyorsun ki?"

"Tanıdığım kadarından bahsediyorum" diyip ayaklandım. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Banyoda saçıma şekil verip geri çıktım. Çıktığım da Armando sigarasını içmeye devam ediyordu. Üstümü giyinmek için koltuğun üstünde ki kıyafetlere uzandığımda Armando'nun araya girmesiyle durdum.

"Sana giyecek bir şeyler aldırmıştım bedenine uygun" dedi. Sonra da koltuğun üstünde ki karton poşeti gösterdi. "Sağ ol" diyip poşete uzandım. Banyoya gidip üstümü giyindim. Saçıma aynada şekil verdikten sonra çıktım. Armando da hazırlanmış beni bekliyordu.

Odadan çıkıp asansöre yöneldik. Aramıza soğuk bir hava girmişti. Sorduğum soru yüzünden mi acaba? Armando'ya dönüp karşısına geçtim. "Dışarda kahvaltı yapalım mı?" diye sordum. Saatine bakıp kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Zamanım yok burdan havaalanına gidicem" dedi. Anın da suratım düştü. Armando'ya belli etmeden duran asansörden indim.

"Niye bu kadar çabuk?" diye sordum. Otelden beraber çıkarken ceketini düzeltti. "Çabuk değil bugün gideceğimi biliyordun zaten"

"Evet biliyordum" dedim. Ayağımı yerde gezdirip ellerimi birleştirdim. Armando, eğik olan başımı çenemden tutup kaldırdı. "Senin havaalanına gelmene gerek yok işe gel kalcaksın zaten" dedi. Ellerini yanağıma koyup dudaklarıma tutkulu bir öpücük bıraktı.

"Peki" diyip park ettiğim arabamın yanına gittim. Şoför kapısını açıp el salladım. Bana gamzesini belirginleştirecek şekilde gülümseyip karşılık verdi. Şoför koltuğuna oturup bekledim. Adam Italya'ya gidiyor senin gelmene gerek yok diyor. Odun.

Yanımdan Armando'nun arabası geçtiğin de istemsiz gözlerim dolmuştu. Birkaç dakika sonra arabayı çalıştırıp şirkete sürdüm. Kısa yolculuğum ardından şirketin önünde durdum. Anahtarımı valeye teslim edip şirkete doğru gittim. Asansörle çalıştığım katta inip masama geçtim.

"Beliz" diye seslenen Simay'a baktım. "Armando gitmiş doğru mu?" diye sordu. Kafamı koyduğum masamdan kaldırıp başımı aşağı yukarı yavaşça salladım.

"Gitti" dedim.

"İyi misin?" diye sordu. Saçımı arkaya savurup sırtımı dikleştirdim. "Niye iyi olmayayım Simay iyiyim. Sadece çok değişik gitti." dedim. Anlamayıp yüzünü buruşturdu "Nasıl?"

"Ne bileyim gittiğinde aramıza bir soğukluk girdi. Hatta o gelme demese onunla havaalanına gitmeyi düşünüyordum." dedim. Sıkkınlıkla nefes verip arkama yaslandım. Dirseğimi ofis koltuğunun kolçağına koyup elimi de çenemin altına koyarak "Kendi bilir" dedim.

Bölüm Sonu

KÖR OYUN (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin