39 - YÜZLEŞME

11.7K 183 8
                                    

(bu bolum ayni sekil de Kalbin Çılgınlığı kitabinda da var Ender'in konusmalari, karakterlerin hal ve hareketleri tamamen ayni sadece bakis acisi farkli yani bu bolumun aynisini Kalbin Çılgınlığı kitabında Defne'nin gozunden okuyacakiniz muck <3)

"Beliz beni dinlemelisin. Oraya gitmemiz tehlikeli bunu neden anlamıyorsun?" diye Armando milyonuncu kez bana isyan ediyordu. Ender'in daveti için hazırlanıyordum ve o davete gideceğimi söylediğimden beri Armando kararımı değiştirmem için elinden geleni yapmıştı.

Nude tonlarda ki rujumu sürerken "Gelmek istemiyorsan gelmeyebilirsin" diyerek aynadan Armando'ya bakarak "Ama ben gitmek istiyorum" dedim. Armando derin nefes alarak banyoya girdi. Hala otelde de kalıyorduk çünkü Matem daha taburcu olmamıştı. Kızım içinde korkuyordum. Bu gece de Matem için gidiyordum ki olayı bileyim. Bilinmeyen bir şey her zaman peşimizde olup, güvenliğimizi tehlikeye atacaktır ve ben böyle yaşamak istemiyordum. Orta da bir sorun varsa bu gece bitmesini diliyordum. 

Oturduğum yerden kalkarak banyoya doğru ilerledim. Kapıp tıklatarak Armando'ya seslendim. Her ne kadar gelmek istemiyorsan gelme diye konuşsam da Armando'nun da gelip yanımda olmasını istiyordum. Diğer türlü hiç bilmediğim bir yer de bilmediğim insanların arasında olmak korkunçtu.

Kapıyı tıklatmak için elimi kaldırmıştım ki Armando kapıyı açtı ama daha hazırlanmamıştı. Banyoya girdiği gibi üstünde sadece eşofman vardı. "Hazırlanmamışsın?" diye sorar niteliğinde konuştum. Armando yanımdan geçip koltuğa oturarak "Ben gelmiyorum" dedi. 

Şokla yanına giderek "Nasıl yani?" diye sordum. Gelme derken rol yapıyordum ve her türlü Armando'nun beni yalnız bırakmayacağını düşünüyordum. "Böyle boş bir davete gitmektense kızımın yanında olmayı tercih ederim hastaneye gideceğim" dediğin de koltuğa oturarak vücudumu Armando'ya döndürdüm. 

"Ama hastaneye daha sonra birlikte de gidebiliriz" diyerek gülümseme mi tüm yüzüme yaydım. "Tamam gel birlikte hastaneye gidelim o zaman" diyerek ayağa kalkıp elimden tuttu. Beni arkasında sürüklüyordu ki elini tutarak durdurdum. Bakışlarını bana çevirdiğinde "Ama davet?" diye sordum.

Armando sinirle bana dönüp ciddiliğimi sorgular gibi baktı. "Sen ciddisin?" dediğinde hiç bir şey söylemedim. "Beliz sana gerçekten inanamıyorum. Ailenin katili olan insanların davetine gitmekten bahsediyorsun" diye şaşkınlıkla konuştu. 

"Hadi bu gece gitmedik diyelim nereye kadar kaçmayı düşünüyorsun?" diye sordum.

"Ne kaçmasından bahsediyorsun Beliz kimse bizim peşimizde değil." diyerek ellerimi avuç içlerine aldı. "Bak kızımızı da alır İtalya'ya döneriz. Orada düzenimizi kurarız. İstediğin zaman yine Türkiye'ye gelirsin ne bileyim babanı ziyaret edersin. Hiç girme bu ortamlara seni gören ve tanıyan kimse yok. Asıl sen şu an gidersen orda ki çoğu kişi seni tanıyacak ve hatta belki de senin dediğin gibi peşine düşecek" diye hızla konuştu.

Uzun bir süre düşünsem de kararım değişmemişti. Armando'ya bakarak "Davete geç kalıyoruz" dedim. Tuttuğu elimi bırakarak geri koltuğa oturdu. "Gidebilirsin o zaman" diyerek başını koltuğun arkasına yatırdı. Yutkunarak Armando'nun yanına oturarak elimi bacağına koydum. "Armando yanımda olmalısın" dediğim de başını yatırdığı yerden kaldırıp bana baktı. "Ben tek başıma gidemem" dedim.

"Biliyorum bu yüzden seninle gelmiyorum zaten" dediğinde yavaşça oturduğum yere yaslandım. Bir süre sonra gitmediğimi gören Armando beni kolları arasına alıp "Boşuna hazırlanmış olma dışarda akşam yemeğimizi yiyelim" dedi. Başımı olumlu anlamda aşağı yukarı sallayıp gözlerimi yumdum. Armando elini enseme koyup alnımdan öperek ayaklandı. "Tamam o zaman ben hazırlanıyorum" dediğinde tekrar sadece baş salladım. En azından böyle susarak ona yalan söylememiş olacaktım.

KÖR OYUN (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin