ACI GERÇEKLER

1.9K 102 16
                                    

Artık Fatih hakkında öğrendikleri her şeyi Deniz’e ve Bahar’a söylemeye karar vermişlerdi. İlk fırsatta Deniz’i eve çağırdılar ve bu konu hakkında Fatih’e herhangi bir şey söylememesi için onu uyardılar. Akşam olduğunda hepsi Furkanların evinde buluştu. Merakla konunun ne olduğunu düşünüyorlardı. Furkan anlatmaya başladı...
Hüseyin ve benim gördüğümüz şeye inanmayacaksınız ama tamamen gerçek ve bunu öğrenmeniz gerekiyor. Deniz heyecanla sordu “Sorun ne? Anlat lütfen, meraktan öleceğim.” Bahar da aynı şekilde heyecanlıydı. Hüseyin ile bir anlığına göz göze geldiler ve şöyle dedi.
“Kırmızı Gözlü hikâyesini biliyorsunuz değil mi?”
Deniz ve bahar şaşkın bir şekilde “Elbette biliyoruz. Ailemiz hep bizi onunla korkuturdu. Sadece bir hikâye. Bunun Fatih ile ne alakası var anlayamadık,” dediler. Furkan devam etti. “Biliyorum bana gerçekten inanmayacaksınız ama Hüseyin ve ben bir süredir Fatih’i takip ediyoruz. Uzun süredir arkadaşız fakat hâlâ bize evini söylemiyordu. Biz de merak edip peşinden evine kadar gittik,” dedi. Deniz epey sinirlenmişti çünkü yaptıkları hiç doğru bir şey değildi.
“Bunu nasıl anlatsam bilemiyorum,” dedi Furkan “ama ister inanın ister inanmayın Fatih’in evi fabrikaya neredeyse üç saat uzaklıkta ve kimsenin gitmediği yaban ormanı içerisinde bir kulübede yaşıyor.”
Deniz “Ne yani çalışması için bu denli zorluk çekmesi sizi neden rahatsız etti? Hiçbirimiz kolay yaşamıyoruz bu hayatı,” dedi. Bahar da epey kızmıştı çünkü abisi o ana kadar ona yalan söylemişti.
Furkan “Sözümü kesme ve sadece dinle. Bu iş hepimizin boyunu aşan bir iş,” dedi ve sözlerine devam etti. “İlk başta sadece nasıl olur da her gün üç saatlik yolu gidip bir de aynı yolu geri dönüyor, diye düşünüyorduk ama sadece bu da değil. Yolda Fatih’i takip ederken karşısına devasa bir yılan çıktı. O kadar büyüktü ki dilim tutuldu.” Hüseyin de ekledi. “Gerçekten devasa büyük bir yılan,” diye.
Bahar’ın aklına bir an geçenlerde Hüseyin ile beraber öldürdüklerini söyledikleri yılan geldi. Gerçekten de inanılmaz büyük bir yılandı ve bu yılanı abisinin öldürdüğüne hiç inanmamıştı.
Deniz sabırsızlanmaya başlamıştı. “Anlat artık,” dedi.
“Biz tam koşup Fatih’e yardım edecektik ki bir anda yılanın kımıldamadığını fark ettik,” dedi. “Fatih’e bakıyor ve yanında olmasına rağmen ona saldırmıyordu. Bir anda Fatih eliyle yılana dokundu ve o devasa yılan sanki hiç yaşamıyormuşçasına yere yığıldı.”
Deniz hâlâ inanmıyordu hiçbir şeye ama korkmaya başlamıştı. “Nasıl yani?” dedi. “Devasa bir yılan Fatih’e saldıracaktı ve bir anda donuverdi. Sonra da Fatih elini vurduğunda öldü mü diyorsun? Benimle dalga geçmeyi bırak. Ne istiyorsan açık açık söyle ve Fatih’i kötülemeye devam etme.” Hüseyin atladı hemen “Hayır Deniz bize inanmalısın. Yemin ederim ki gözlerimle gördüm. Sadece dokundu ve yılan yere yığıldı. Hatta daha sonra biz yılanı alıp köye getirdik. ‘Biz öldürdük,’ dedik.” Bahar ne kadar hayretler içerisinde olsa da “Doğru söylüyorlar,” dedi “yılanı ben de gördüm. Abimlerin öldürmeyeceği kadar büyük bir yılandı.”
Furkan devam etti. “Uzun süre bunları düşündük ve hiçbir anlam veremedik. Size de söylemeye korktuk çünkü bize inanmayacağınızı biliyorduk. Ta ki o güne kadar,” dedi.
“Hangi gün?” dedi Deniz. Herkes susmuştu ve Furkan’a bakıyordu. “Fatih’in gözleri,” dedi. “Gene Hüseyin’le takip ediyorduk. Ayağı kaydı. Çok ses çıkınca Fatih arkasına döndü. Hava zifirî karanlıktı ve hiç ışık yoktu. Biz önümüzü dahi zor görüyorduk ama Fatih sanki aydınlıkta yürür gibiydi. Ses çıkınca saklandık. Bir süre sonra yavaşça kafamı kaldırdım Fatih’e bakmak için ve o an gözlerini gördüm. Size yemin ederim ki gerçekti gördüklerim. Fatih’in gözleri alev kırmızısıydı. Baktıkça içimi yaktı. Neredeyse bayılacaktım. Hemen nefesimi tuttum ve Hüseyin’in ağzını elimle kapattım. Fatih arkasına döner dönmez bir fırsatını bulup koşmaya başladık ve hemen eve geldik. İster inan ister inanma ama bu gerçek. Fatih o hikâyedeki Kırmızı Gözlü çocuk.”
Deniz hayretler içerisindeydi. Âşık olduğu ve neredeyse evlenmeyi düşündüğü kişi nasıl olur da bir şeytan olabilirdi? Oysa o kadar iyi kalpli ve güzel birisiydi ki kendi gözleriyle görmeden asla onun Kırmızı Gözlü olduğuna inanmayacaktı. Ağlamaya başladı birden. Gözyaşlarını tutamıyordu. Bahar da gözleri dolmuş bir şekilde olayın ciddiyetini anlamaya çalışıyordu.
“Eğer istiyorsan beraber takip edelim Fatih’i ve gözlerinle gör her şeyi,” dedi Furkan. Deniz hiçbir şey demeden ağlayarak çıktı odadan ve evine gitti. Furkan’sa kardeşine olayın devamını anlattı ama gördükleri paradan hiç bahsetmedi.
Fatih ise her şeyden habersiz hayatının o ana kadar olan en güzel zamanlarını yaşıyordu. Her şey çok güzeldi ve tek istediği böyle devam etmesiydi ama bilemediği tek şey ise “geçmişinin asla peşini bırakmayacağıydı”...

İSTENMEYEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin