KIRMIZI GÖZLÜ YARATIK

5.3K 280 27
                                    

Dayısının kızı ne kadar yalvarsa da gecenin o saatinde koyununu bulmak için dağa gitme kararını çoktan vermişti Özlem. Daha fazla zaman kaybetmeden hemen evine döndü ve gaz lambasını alıp dağa doğru yola çıktı. Hava zifirî karanlıktı ve sadece görkemli ayın parlaklığı altında gaz lambasından yayılan ışıkla yolunu bulmaya çalışıyordu. Köydeki evlerin ışıkları tamamen kaybolduğunda artık ormanın karanlığında yapayalnız bir şekilde koyununu arıyordu. Hava iyice soğumuştu ve çok korkuyordu çünkü ormanın bu bölgesi geceleri yabani kurtlar ve ayılarla doluydu. Zaten en büyük korkusu da koyununu parçalanmış bir hâlde bulmaktı. Yola çıkalı saatler olmuştu fakat hâlâ bir iz bulamamıştı. Çaresiz bir şekilde geri dönmeye karar vermişti ki çok yakınından bir ses yükseldi. Çok şaşırmıştı çünkü bu bir koyun sesiydi. Oysaki uzun bir süredir aynı yerde dolanıyordu ama hiç ses duymamıştı. Hızlı adımlarla sesin geldiği yere doğru yürümeye başladı ve çalıların arasında bir anda koyununu fark etti. Fakat koyunun yanında insana benzeyen ama âdeta geceden daha karanlık bir şey duruyordu. Ne olduğunu anlamak için dalları biraz aralamıştı ki bir anda gaz lambasının ışığı söndü. Korkudan olduğu yerde kaldı. Sadece koyunun yanındaki varlığı son gördüğü yere doğru bakmaya devam etti. Birden iki göz belirdi. Karanlığın derinliğinde iki kan kırmızısı göz ona doğru bakıyordu. Büyük bir çığlık atıp koşabildiği kadar hızlı koşmaya başladı. Artık düşündüğü tek şey kendi canını kurtarmaktı. Hiçbir şey görmeden sadece birkaç metre uzaklaşabilmişti ki ayağı takılıp çimenler üzerinde yuvarlanmaya başladı ve sert bir cisme kafasını çarparak bayıldı.
Sabahın ilk ışıklarında köylüler Özlem’i aramak için ormanın yolunu tuttular. Tüm köylü öldüğünden şüpheleniyordu çünkü kimse o ormanda bir gece geçirip hiçbir yabani hayvana rastlamayacağına inanmıyordu. Güneşin ışıkları Özlem’in de yüzüne vurmaya başlamıştı. Bir anda gözlerini açtı ve sancılar içerisindeki başına ellerini koydu. Acı çekiyordu fakat hâlâ yaşıyordu. Kafasını sağa çevirdiğinde ise daha çok şaşırdı çünkü koyunu olduğu yerde durup Özlem’i izliyordu. Etrafına iyice baktıktan sonra ayağa kalktı. Tam her şeyin bir rüya olduğunu, ayağı takılıp düştüğü için bayıldığını düşünmüştü ki bir anda karın kısmının tamamen kan içerisinde olduğunu fark etti. Hemen üzerini çıkarıp yaraya bakmak istedi fakat hiçbir yara izi yoktu. Önceki gece ne olduğunu hatırlamaya çalıştı. O kırmızı gözlerin kime ait olduğunu ve neden üzerinin kanlarla kaplı olduğunu… Bir süre sonra koyunu da alıp köye doğru yol almaya başladı. Henüz yolun yarısındayken onu aramaya gelen köylülerin sesini duymaya başladı. Onu ilk gören, dayısı oldu ve koşarak yanına geldi. Yaralanıp yaralanmadığını sordu. Kanları görünce kendine iyice kızmıştı yalnız başına dağa gitmesine izin verdiği için ama Özlem iyi olduğunu söyledi. Üzerindeki kanların nedenini bilmediğini, sadece ayağının takıldığını ve düşüp bayıldığını anlattı. Ne kadar inanmak istemese de önceki gece gördüğü her şeyin gerçek olduğunu biliyordu. Sadece anlatacak cesareti kendisinde bulamıyordu.
Olayın üzerinden birkaç hafta geçmişti. Her gece aynı kâbusla uyanıyordu. Kırmızı gözlerin ona doğru baktığını ve gülümsediğini görüyordu. Artık buna dayanamıyordu, neredeyse delirmek üzereydi. Üstelik sürekli midesi bulanıyor ve kusuyordu. İştahı da iyice kapanmıştı. Kendisinde o geceden beri bir farklılık olduğunu hissediyordu ama bunu kimseye söyleyemiyordu ta ki göbeğinin büyümeye başladığını fark edene kadar…
Artık her şeyi anlamıştı, o gece yaşananları, elbisesindeki kanı ve neden hâlâ yaşıyor olduğunu. Böyle bir şey Özlemin sonu olurdu. Hele ki köylü onu o hâlde görürse hiçbir açıklama yeterli olmazdı. Zaten mantıklı bir açıklaması da yoktu olanların. Birkaç haftadır dışarıya sadece karanlıkta çıkıyordu ve misafir kabul etmiyordu. Göbeği iyice belirgin bir hâle gelmişti ve artık saklayamıyordu. Bir sabah, kahvaltı saatinde kapısı çaldı. Gelen, dayısının kızı Sultan’dı. Artık son çare olarak Sultan’ı içeri aldı ve hemen odasına geçti. Yavaş adımlarla arkasından gelen Sultan ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Odaya girdiğinde beyninden vurulmuşa döndü âdeta. Özlem hamileydi üstelik daha önce onu hiçbir erkeğin yanında görmemişti. Henüz soru sormak için ağzını açmıştı ki Özlem konuşmaya başladı.
“Biliyorum beni bu hâlde görmene çok şaşırdın ama birazdan anlatacaklarıma daha çok şaşıracaksın.”
Sorgulayan bir yüz ifadesi ile Özlem’e bakıyordu. Özlem konuyu anlatmaya başladı. Koyunu kaybolduğunda onu bulmak için dağa çıktığı geceyi ve dağda karşılaştığı kırmızı gözlü yaratığı, daha sonra bayılmasını ve sabah üzerindeki kan izlerinin nedenini… Hiçbir şey hatırlamıyordu. Bayıldıktan sonrasına ait ama tek bildiği ne olduysa o gece olduğuydu. Henüz olayın gerçekliğini kabul etmekte zorlanan Sultan uzun bir süre konuşmadan Özlem’i inceledi. Aynı köyde büyümüşlerdi ve kuzen oldukları için Özlem’i iyi tanıyordu.  Emin olduğu tek şey ne olursa olsun Özlem’in yalan söylemeyeceğiydi. Birden konuşmaya başladı ve “Ne olursa olsun bunu kimseye söylememelisin,” dedi. “Hatta dışarı çıkmamalısın. Eğer köylüden birisi seni bu hâlde görürse senin için her şey daha da kötü olur,” dedi. Özlem de bunun farkındaydı ama mecburiyetten de olsa dışarı çıkması gerekiyordu. Sultan hemen devam etti. “Bundan sonra her ihtiyacını ben karşılarım. Sütünü ben satarım. Neye ihtiyacın varsa ben sana getiririm,” dedi. Uzun zaman olmuştu birisi Özlem’e karşılıksız bir iyilik yapmayalı. Birbirine sarılmaya başladılar, bir süre ağladıktan sonra ayağa kalktı. Sultan hemen bütün evi temizlemeye başladı. Bulaşıkları yıkadı ve hatta çamaşırları bile yıkayıp astı güneşin altında. “Bundan sonra kendini fazla yormamalısın,” dedi Özlem’e. “Her ne olursa olsun karnında bir can taşıyorsun ve ona zarar gelmesine izin vermemelisin,” diye ekledi sözlerine. Artık saat geç olmuştu. Sultan’ın eve dönmesi gerekiyordu. Tüm ihtiyaçlarını öğrendikten sonra ertesi gün ilk fırsatta hepsini getireceğini söyledi ve Özlem’e tekrardan sarıldıktan sonra evden çıktı.

İSTENMEYEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin