8.BÖLÜM
the president has a sex tape ~ K.FLAY
☀︎
Kış bahçesinde, L oturma takımının arkasındaki uzun tahta masanın üzerine kitaplarımızı ve defterlerimizi açıp notlar tutmaya başlamıştık. Her ne kadar her şeyi bildiğimi savunsam da bazı şeyleri unuttuğumu görebiliyordum; mesela Logaritmayla İntegrali biraz unutmuştum ve şimdi tekrar etmek zorundaydım.
"Şimdi," dedi Irmak ve elinde tuttuğu test kitabıyla yanıma geldi. "Bu sorudan zerre bir şey anlamadım." Test kitabını elime alıp önümdeki defterin üzerine yerleştirdim, karşımda oturan Yunus'da bize doğru uzanmış soruya bakıyordu.
"Bak şimdi," dedim ve kalemi alıp boş olan bir yere yazı yazmaya başladım. "Burası, yani bu ifadede x sayısının, y sayısının a tabanına göre fonksiyonunu alacağız... Yani c şıkkı." C şıkkının üzerini yuvarlağa aldım.
"Anladım sanırım," dedi Irmak soruyla bakışırken. "Aynen ya, C şıkkı işte."
"Aynen Irmak," dedi Yunus gülerken. "Çok iyisin bu konuda. Logaritma senin işin."
"Kes sesini," dedi Irmak ve elindeki silgiyi Yunus'a fırlattıktan sonra test kitabını önümden çekip yanıma oturdu. "Senden daha yüksek not alayımda gör gününü."
"Benden daha iyi not alamazsın çünkü ben," dedi Yunus işaret parmağıyla kendini gösterirken. "Seni çalıştıran kızdan," Bakışları bana çevrildi. "Kopya çekeceğim."
"Hah?" Şaşkınlıkla ona bakarken o çok ciddi bir şekilde bana bakıyordu, benden kopya çekemeyeceğini, kimseye kopya vermediğimi bilmiyordu sanırım. "Asla," dedim. "Kimseye kopya vermem ben."
"Dersteyken verdin?"
"O sözlüydü," diye itiraz ettim. Yunus omuz silkti. "Vermeyeceğim diyorum."
"Aynen," dedi Yunus bana inanmıyormuş gibi.
"Ya neden inanmıyorsun? Gerçekten vermeyeceğim sana kopya, git çalış dersine." Bakışları bana çevrildi. "Git kumrallardan kopya çek."
Yunus tam ağızını açıp bir şey diyecekti ki kaos meraklısı Onur ve Emre sözü devraldı. "Aşk üçgeni mi seziyorum?" dedi Onur. Emre ise kafasını heyecanla sallayarak, "Kesinlikle aşk üçgeni," dedi. "Bak, az sonra Ela umurunda olmadığını falan söyleyip ölüm defterine kumral kızın ismini yazacak. İzle ve gör."
Onlara yüzümü buruşturarak baktıktan sonra geri Yunus'a döndüm, dudağının kenarı kıvrılmış bir şekilde bana bakıyordu. "Ölüm defterin mi var?" diye sordu Yunus.
"Futbolcular, basketbolculardan daha zeki," dedim onun dediğine karşılık olarak. Irmak, Yunus ve Sinan yerlerinde dikleşip boğazlarını temizlediklerine yanıma döndüm ve Irmak'a, "Seni saymıyorum," dedim. Irmak'ın yüzündeki ciddi ifade sarsılıp minik bir gülümsemeye bıraktı.
"Katılıyorum bu konuda," dedi Irmak. Sinan ve Yunus, hızla Irmak'a dönüp şaşkınlıkla ona bakmaya başladılar. "Hey, doğruları söylüyorum sadece." Ellerini kaldırıp, suçsuzum der gibi bakışlarını masaya dikmişti. "Futbolcularla okumadıkları için dalga geçiyordu insanlar ama basketbolcular okul okuyor da n'oluyor? Görüyoruz işte seni, sizi."
"Futbolcular büyüktür basketbolcular," dedim. Irmak gülümsediğinde yanlış anlamadığını anladım ve Yunus'a döndüm; kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu. "Ne? Yalan mı?" Bakışlarımı bu sefer Defne'ye çevirdim. "Bir önceki seneki on ikileri hatırlamıyor musun? Futbol takımında Fırat vardı?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
S Y Z Y G Y
Teen FictionPandamiden dolayı dersleri online gören iki liseli. ☀︎ "Bana iyi geliyorsun," dedi alnını alnıma yaslarken. "Ben de sana iyi gelmek istiyorum." "Bana iyi geliyorsun," dedim. Neden bana iyi gelmediğini düşünüyordu ki? "Gelmiyorum," dedi. "Seni üzmüşt...