18

981 57 9
                                    

18.BÖLÜM

Michelle - Sir Chloe

Formula - Labrinth

☀︎

Kalbim çok hızlı atıyordu, hatta öyle hızlı ve güçlü atıyordu ki kendimi çok güçlü bir hoparlörün yanında hissediyordum.

Yunus'un dudakları dudaklarımın üzerinde asılı duruyordu, ne o ne de ben dudaklarımızı hareket ettiriyorduk, öylece duruyorduk. Yumuşak ve dolgun dudaklarının baskısını yavaşça arttırıp hafifçe üzerime eğildi, bir yerden tutunma ihtiyacı hissettiğim için sandalyenin kenarına tutundum ve nereden geldiğini anlamadığım bir cesaretle kendimi ona doğru ittim.

Bu onun için yetti.

Alt dudağını iki dudağımın arasına yerleştirip beni yavaşça öpmeye başladı, ilk defa birisiyle öpüşmüyordum ama kendimi çok amatör hissediyordum; dudaklarımı aralayıp tıpkı onun beni öptüğü gibi onu öpmeye başladığımda gülümsediğini hissettim.

Bir elini belime atıp beni kendine çekti, ardından kendimi bir anda onun kucağında, bacaklarımı iki yana açmış bir şekilde buldum. İki elini de belime koyarken kafasını kaldırmak zorunda kalmıştı, çünkü kucağında olduğum için ondan azda olsa yüksekteydim. Dudakları ilk başlarda yavaş ve sabırlı olsa da, şimdi hırçın ve açtı; belimdeki bir elini enseme çıkarttı ve kafamı yana eğip öpüşmemizi derinleştirdi.

Ona karşı hem o kadar hazırlıklı, hem de bir o kadar hazırlıksızdım...

Ensemde duran büyük elinin baş parmağı yanağımı okşuyordu, baş parmağını hafifçe aşağıya indirip çeneme değdirdi ve çeneme hafif bir baskı uyguladı. Yaptığı baskı yüzünden kafamı daha da arkaya atarken dudakları dudaklarımdan çekildi ve kulağımın altındaki o, kışkırtıcı noktaya değdi.

Hazırlıksız yakalandığım için boğazımdan sert bir nefes verdim, sanki hoşuna gitmiş gibi tekrardan o noktayı öptü ama çok geçmeden dudakları dudaklarımı tekrardan buldu. Onunla o şekilde ne kadar öpüştük bilmiyordum, sadece yetmediğini ve daha fazlasını istediğimi biliyordum.

Dudakları en sonunda dudaklarımdan ayrıldığında ikimiz de nefes nefese kalmıştık, alnını alnıma koydu ve ensemdeki elini bel oyuğuma indirdi. Alınlarımızı birleştirmişti, hafif aralık olan gözlerimle onun öpüşmemizden dolayı kızaran dudalarına baktım. Ben mi kızartmıştım o kadar? Bu düşünce yanaklarımın kızarmasına neden olurken kafamı biraz daha eğip, alnını alnıma bastırdım.

"Nefes nefese kalmışsın," dedi, sırıttığını hissedebiliyordum.

"Evet," diye onayladım onu nefes nefese. "Sen de."

"Evet," diye onayladı beni.

Şu an ona sorular sormak, bu öpüşmenin nedenini anlamak istiyordum ama ben bile neden onunla öpüştüğümü bilmiyordum. Sonuçta dudağıma değen dudaklar onunki olsa da, öpüşmeyi başlatan ben olmuştum kendimi ona bastırarak.

Ama sorularım hâlâ vardı.

Mesela biz öpüşmüştük, şimdi neydik?

Sevgili miydik?

Yoksa öylesine bir şey miydik?

Neydik?

Gidip ona bunu sormaya korkuyordum, çok fazla kitap okuyan birisiydim ve Yunus gibi erkekler böyle öpüşmelerden sonra hep kızın kalbini kırıyordu. Tabii benim ana kız olduğum da bir muammaydı. Doğru, belki ben Yunus'un Damla'yı kıskandırmak için kullandığı birisiydim, nereden bilebilirdim ki.

S Y Z Y G YHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin