31.BÖLÜM
Apocalypse – Cigarettes After Sex
Mystery of Love- Sufjan Stevens
☀︎
Güneşten kaçmak adında koltukta diğer tarafa döndüm, amele yanığı olacağım diye hep çok korkmuşumdur, ve şimdi araba yolda ilerlerken cama vuran güneş, kot şortun açıkta bıraktığı beyaz bacaklarıma çarpıyordu.
"Suyu uzatsana," dedi Yunus. Sinirli bakışlarımı ona çevirdim ama bakışları yolda olduğu için beni görmedi. Gözlerimi devirip ayak ucuma eğildim ve poşetteki soğuk sulardan bir tanesinin kapağını açıp ona uzattım. Suyun yarısına kadar içip şişeyi geri bana uzattı.
"Ne kadar kaldı?" diye sordum şişeyi geri eski yerine bırakırken.
"Her dakika bu soruyu soracaksan seni Onur'ların veya Sinan'ların arabasına göndereceğim," dedi Yunus bıkkın bir ses tonunda. Aslında bu kadar fazla soru sormamın sebebi yorgun olup uyuyamamamdı; sıkıntım bundan kaynaklanıyordu ve bunun sebebi de Yunus'tu. Akşamın bir körü gelip beni bavul hazırlatmaya zorlamasaydı ben de düzgün bir uyku çekebilirdim. Ama hayır, Yunus emrivakilerin insanıydı ve bir anda bir hafta erken yazlığa gitme fikri gelmişti aklına.
Irmak'ın güldüğünü duyduğumda omuzumun üzerinden ona kötü bir bakış attım, elini dudaklarına götürüp hayali bir fermuar çektikten sonra kafasını Selin'in omuzuna yasladı ve gözlerini kapattı. Selin ve Irmak bizimle gelmişti, aslında Selin, Buğra'yla gelmişti ama sıkıldığı için mola verdiğimizde bizim arabamıza geçmişti.
"Gerçekten Ela," diye katıldı Selin Yunus'a. "Yedi yaşındaki kuzenim bile daha çekilebilir oluyor araba yolculuklarında." Gözlerimi devirdikten sonra önüme döndüm ve orta konsoldan telefonumu alıp Instagram'a girdim. Defne, Sinan'ın arabasından bir sürü hikaye atmıştı ve çok eğleniyor gibi gözüküyorlardı. Yunus bilgisayarımı bagaja koymasaydı film izleyebilir, ve ben de eğlenebilirdim.
Çantamdan kulaklıklarımı çıkardım, neyse ki onların şarjı vardı; kulaklıkları telefona bağladıktan sonra camdan dışarıya çevirdim bakışlarımı ve etrafı izlemeye başladım. İstanbul, Bodrum arası ne kadardı bilmiyordum ama daha yolu yarılamadığımızın farkındaydım. Begonvil bile görememiştik daha.
Benim sessizliğimden faydalanmış gibi Yunus arabayı biraz daha hızlandırmıştı, bu hareketi gözlerimi devirmeme yol açmıştı. En sonunda müzik beni iyice mayıştırmaya başladığında gözlerimi kapadım ve uykuya kucak açtım.
Tekrardan uyandığımda altımdaki zemin, tereyağının tavada kaydığı gibi kayıyordu. Ne? Gözlerimi yavaşça araladım, hâlâ otobandaydık ve bu görüntü midemin bulanmasına neden olmuştu. Boynumu esnetmek için çevirdiğimde Yunus'la göz göze geldik.
Güneş gözlüklerini çıkartmış, üzerindeki V yakalı tişörte asmıştı. Saçları her zamanki gibi dağınıktı ama şimdi eliyle düzeltmeye çalışmış olmalı ki geriye yatık duruyordu. Yüzünde minik bir gülümseme vardı, bana göz kırptıktan sonra bakışlarını tekrardan yola çevirdi.
Arka koltuklar boş gözüküyordu, Irmak ve Selin'in minik çantaları dışında hiçbir şey yoktu. Araba değişikliği yapmış olmalılardı . Geri önüme döndüğümde Yunus'un bakışlarını tekrardan üzerimde hissettim ve kafamı omuzuma yatırıp ona baktım.
"Ne?" diye sordum.
Dudaklarını büzüp omuz silkti. "Hiç." Geri önüne döndüğünde ona bakmaya devam ettim. "Uyandığında safoza benziyorsun." Dudaklarım şaşkınlıktan dolayı bir miktar açıldı, safoz lafını en çok kullanan insan 9 yaşındaki kardeşimdi ve o da komik bulduğu için kullanıyordu. Saf, salak demek yerine safoz demeyi seçiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
S Y Z Y G Y
Fiksi RemajaPandamiden dolayı dersleri online gören iki liseli. ☀︎ "Bana iyi geliyorsun," dedi alnını alnıma yaslarken. "Ben de sana iyi gelmek istiyorum." "Bana iyi geliyorsun," dedim. Neden bana iyi gelmediğini düşünüyordu ki? "Gelmiyorum," dedi. "Seni üzmüşt...