21

951 58 17
                                    

21.BÖLÜM

 -

☀︎

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

☀︎

Şubat'ın yirmisekizine girmiştik, günler garip bir şekilde bir anda geçmişti ve kendimi bir anda Mart'da bulmuştum. Açıkçası bu benim strese girmeme yol açıyordu çünkü sınava yaklaşıyorduk. Bu aralar deli gibi ders çalıştığım için ne arkadaşlarımla, ne de Yunus'la görüşemiyordum.

Yunus'la ilişkimiz çok iyi ilerliyordu, hâlâ sevgili değildik ama flört aşamasının sonlarındaydık. Ona ders çalıştırdığım ve onunla spor yaptığımız için görüşebiliyorduk ara sıra, ama bu son hafta mesajlaşma dışında hiç görüşmemiştik.

Yunus'un Discord aramasını gördüğümde hiç beklemeden açıp, kulaklığımı kulağıma geçirdim. "Alo?"

"Neredesin lan sen?" diye sordu gülerken. "Sabah mesajlarıma cevap vermedin, gruba da dönmedin."

"Ders çalışıyordum," dedim. "Bu haftaki antrenmanımıza gelemeyeceğim gibi duruyor."

"Beni ekiyor musun?" diye sordu şaşkınlıkla, gülerek Counter Strike'ı açtım. "Hem antrenmanımızı ekemezsin, öyle bir durum yok, sadece gününü erteleyebilirsiniz o kadar hanımefendi."

"Ama diğer günlerde insanlar oluyor sizin orada," dedim, antrenmanlarımızı Cuma saat onbir gibi yapıyorduk, o gün Yunus'un da sabah erkenden basketbol antrenmanı olduğu için benle spor yapıp, evlere geçiyorduk. Ve o gün bomboş oluyordu, diğerleri gelmiyordu.

"N'olucak? Zaten spor salonuna gelmiyor çoğu, bazen amatör voleybolcular geliyor o kadar."

"Üşeniyorum," dedim, aslında üşendiğim falan yoktu, sadece orası kalabalıkken gitmek istemiyordum o kadar. "Irmak da olacak mı?"

"Biz spor yaparken onun da antrenmanı başlayacak, belki sen koşu bandındayken onu izleyebiliriz?"

"Bilmiyorum," diye mırıldandım. "Çok fazla insan görmek hoşuma gitmiyor, korona var."

"Sen, utanıyor musun?" diye sorduğunda yanaklarımın kızardığını hissettim. "Utanma. Benim arkadaşlarım gayet sevimli insanlardır."

"Hıı," diye mırıldandım. "Neyse, hadi oyuna girelim, sonra da soru çözeceğiz, unutma."

İlk baş bir şey demedi, ardından, "Seninle oyun oynamak için soru çözmem gerekiyor amına koyayım ya, sinsisin kızım sen, sinsi." Kafamı sandalyenin boyun kısmındaki yastığa bastırarak kahkaha  attım. "Gülüyor bir de."

"Hadi, hadi," dedim gülerken. "Açtın mı?"

"Açtım, açtım,"

Bir-iki saat oynayıp ders çalışırız diye konuştuğumuz oyun dört saat sürmüştü. Belki oyunun ortasında Sinan gelmeseydi daha kısa sürerdi çünkü Sinan gelince oyun ister istemez uzamıştı.

S Y Z Y G YHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin