23

894 42 6
                                    

23.BÖLÜM

Requiem On Water - Imperial Mammoth

☀︎

Yunus'un bakışları normaldi, tanımamadığı birine bakıyor gibi bakıyordu Berkcan'a ama benim verdiğim tepkiden dolayı ona şüpheyle yaklaştığını görebiliyordum. Bakışları kısaca bana çevrildi ve gözünü kırpıp, bana ne olduğunu sorar gibi baktı.

Dudaklarımı oynatarak, "Sınıfa çıkalım mı?" diye sordum. Bakışları arkamda dikilen Berkcan'a değdi, ardından kafasını salladı ve ayağa kalktı. Ondan sonra ben de ayağa kalktım, elini belime sardığında beraber Berkcan'ın yanından geçtik.

Berkcan'ı göz ucuyla görmüştüm, Yunus'tan kısaydı ve Yunus'un ona yukarıdan attığı bakışlarlardan rahatsız olduğu ortadaydı. Berkcan, kısa, cılız ve kaykay yapan biriydi. Karışık, gotik bir tarzı vardı ve bu tarzı ne kadar beğensem de onun üzerinde her şey iğreti duruyordu artık.

Sınıfa geçene kadar ikimiz de ağızımı açıp bir şey demedik, onun soruları olduğunu görebiliyordum ve zeki olduğunu da biliyordum; büyük ihtimalle Berkcan'ın kim olduğunu çoktan anlamıştı, yoksa elimi bu kadar sıkı tutmasında bir anlam yoktu. Sınıfa girdiğimizde iki kişi çıkıyordu, Esma ve arkadaşları bize selam verip sınıftan çıktıklarında sınıfta sadece ikimiz kalmıştık. Yunus elimi bıraktı ve maskesini çıkarıp, sırasının üzerine bıraktı.

"Berkcan'dı, değil mi o?"

"Evet," dedim ve ben de maskemi çıkarıp sıramın üzerine bıraktım. "Sude söylemişti geleceğini. Sadece bu kadar erken olmasını beklemiyordum."

"Ona karşı hâlâ..."

"Saçmalama," diye sertçe sözünü kestim. "Aklından böyle bir şey mi geçiyordu?" Sinirlendiğimi hissediyordum, hayır, sinirlendiğimi biliyordum. Böyle bir şey düşünmese bile aklının ucundan bile geçmesi çok saygısızcaydı.

"Hayır," dedi tok bir sesle. "Sadece senden duymaya ihtiyacım vardı."

"Neden? Bana güvenmiyor musun?"

"Saçmalama," dedi az önce benim ona dediğim gibi. "En çok güvendiğim insanlardan birisin ama böyle şeyleri senin ağızından duymak içimi rahatlatıyor sadece, o kadar... Kulağa sana güvenmiyormuşum gibi geldiğini biliyorum ama sana güveniyorum, sadece bir an sinirlendim o kadar. Özür dilerim."

Fulya'nın dediği gibi, Yunus'u kendime karşı aşırı hanımcı yapmıştım ve bu mükemmel bir şeydi. "Sorun değil," dedim ve ona doğru yaklaşmaya başladım. Benim sırama kalçasını yaslamış oturuyordu, iki bacağının arasına girip kollarımı boynuna doladım. Ellerini belime koydu ve beni daha sıkı sardı.

"Kaykaycılardan hoşlandığını bilmiyordum," diye mırıldandı iğneleyici bir tonda. "Belirli bir tipin yok sanırım, çünkü benim o çocukla cinsiyetim ve kullandığımız dil dışında ortak bir özelliğimiz yok."

Gülerken, "Saçlarınız da yakın," dedim. "Tabii seninki daha yumuşak gözüküyor."

"Ve de temiz," dedi, boynundaki elimi tutup saçlarına çıkardı ve okşamamı istiyormuş gibi orada bıraktı. "Dokun ve saçlarımı onunkilere benzettiğin için kendinden utan."

"Kendimden çok utanıyorum, çok özür dilerim."

"Aferin," dedi kafasını geriye itip, gözlerime bakarken. "Af edildin."

S Y Z Y G YHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin