23/1- Düğün

50.5K 2.4K 732
                                    

Herkese yeniden merhabalar 🧡

Çok güzel denk düştü ve bölüm tam da 150k olduğumuz gün geldi. Öncelikle Arslan ve Ahsen'in hikayesini bu denli benimsediğiniz için çok teşekkür ediyorum. Çokça minnet çokça sevgi 🧡🌸

Onun dışında daha önce duyurusunu yaptım ama yeniden söyleyeyim. Bu bölüm iki part şeklinde olacak. İkincisi de bir aksilik olmazsa Çarşamba akşamı gelir. Onun hemen ardından gelecek olan bölüm de Yağmur-Yusuf özel bölüm olacak💫

Duyuruları ve alıntıları İnstagram ( msevdaas) ve Twitter ( hikayecinsan / M.Sevda) hesaplarımdan yapıyorum. Sizi görmem adına Twitter da yaptığınız yorumlara #Mahpare etiketini eklemeyi unutmayın🧡

Bu bölüm benim için fazlasıyla kıymetli. Beğeneceğinizi, satır arası yorumlar yapmayı unutmayacağınızı umuyorum ve hepinize keyifli okumalar diliyorum 🙏💫



İki şekilde yanılgıya düşeriz. Ya gerçek olmayan bir şeye inanırız ya da gerçeğe inanmayı redderiz...

Sören Kierkegaard

Söylediği yalanı bir ilmek misali boynuma dolayan adama baktım. Bir yandan nefesim olup bir yandan nefesimi kesen adama.

Karşımda durmuş, gözlerini kaçırmamaya çalışarak bakıyordu bana. Çok becerebildiği söylenemezdi ama becerebilse de değişen bir şey olmayacaktı. Çünkü ben o attığı yalanın enkazındaydım şu an. Çırpınıyordum çıkmak için. Buradan dönüşü olmadığını bilmeme rağmen tüm gücümle çırpınıyordum.

"Arslan..." dedim güçsüz bir sesle. Sesimi bile tanıyamadım. Birazdan söyleyeceklerimin bilincinde çıkan savunmasız sesimi tanıyamadım. Bunu neden yaptın diye avaz avaz bağıran o sesi susturdum.

Kabullenmeyecektim.

Arslan'a güveniyor muydum? Bana aslında yalan söylemeyeceğini bilecek kadar. Bugüne kadar da ne zaman kendini yanlış ifade etse, ne zaman hata yapsa bu yüzden kabullenmiştim. Bu yüzden sindirmiştim. Niyetini biliyordum çünkü. Biliyor, yolunu yolumdan ayırmayı düşünmüyordum. Oysa şimdi... Şimdi farklıydı.

Geçen sefer olduğu gibi görmezden gelmeyecek, yok saymayacaktım. Bunu kabullenemezdim çünkü. Haftalardır onunla geçirdiği vakti, gözlerimin içine bakarak söylediği yalanı kabullenemezdim. Fakat olmadık bir şey oldu aynı saniyelerde. Sözlerimin yarım kalmasına sebep olacak bir şey.

"Badeydi." dedi tek nefeste. Bunu itiraf edercesine gözlerini kaçırarak söylemişti. Ve benim yüzümde oluşan şaşkınlığı söylediği yalana vurmuştu. "Az evvel konuştuğum Badeydi."

Birkaç dakika da ne değişti bilemedim. Bir anda bunu söylemesinin şaşkınlığı üzerime sinerken o bunu söylediği yalanın itirafına vurdu. Ne yapacağını bilemez tavrı bir anda yerinden hareketlenmesine sebep olurken bu sefer de gözlerime bakabilmek için ekstra bir çaba harcıyordu.

Zorlukla yutkunduğum saniyelerde "Neden?" diye sorarken buldum kendimi. Sonrasında ona istediğini verip yeşillerimi buluşturdum kahveleriyle. "Neden yalan söyledin?"

Sesimdeki soğukluk ürpermesine sebep oldu. Halihazırda bunun için bekleyen kaşları çatıldı, bana kendini inandırmak istercesine bir adım önce çıktı.

MÂHPAREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin