6- Pamuk Şeker

99.1K 5.1K 2.7K
                                    

Satır arası yorumlarınızı ve beğenileriniz bekliyorum 🌸

Keyifli okumalar 🖤

Saçlarımdaki eller bir anne şefkati ile hareket ediyordu. Öylesine hafif, öylesine iyi hissettiriyordu ki uyanmak istemiyordum. Zaten ağlarken uyuduğumdan olsa gerek gözlerime çöken ağırlık, almadığım ilaçlarla birlikte daha da rahatsız edici olmuştu.

"Ahsen?" Diye uyandırmak istese de fısıldar gibi konuştu. Sesi öylesine naif çıkmıştı ki mırıldanıp yeniden uyumamak için çok zorladım.

Sonrasında araladım gözlerimi. Parmaklarındaki hareketlenme yanağıma ulaştığında başka bir seçeneğimde yoktu zaten.

"Arslan abi?" dediğimde fısıldarken yüzündeki o huzurlu ifade yok olmuştu. Sanki bana abi de diye höyküren o değildi.

Kalkmak istedim fakat engel oldu. "Neyin var?" dedi. Kaşları çatılmış, gözleri ne olduğunu anlamak istercesine dikkatli bakıyordu. Benden bir cevap gelmediğinde devam etti. "Yüzün gözün şiş. Belli ki yatmadan önce ağlamışsın" Sesi kızar gibi olsa da son derece naifti.

"Bir şey yok aslında." dedim az da olsa doğrularak. Arslan yüzüme dikkatle baksa da kaçırdığım gözlerime denk gelememişti.

"Ahsen? Bir şey var belli. Yemeğe çağırmışlar inmemişsin. Nisayla gönderdiğim yemek olduğu gibi duruyor. Yüzünün hali belli." Özellikle sinirlenmemeye çalışıyor, sözlerini seçmek istiyor gibi bir hali vardı. "Yüzük için mi? Eğer..."

"Hayır!" dedim aniden heyecanla keserek. Duraksadığında bende burnumu çekmiş "Hayır yüzükle ilgisi yok." demiştim tarakla çıkan sesimle.

Derin bir nefes aldı. Sanırım bu cevap ona yetsin istiyordu çünkü bakışlarına yansıyan buydu. Gerginliği az da olsa azalmıştı.

"Neden o zaman?" dedi daha sakin bir sesle. Aklına gelmiş gibi "Ben eve geldiğimde annemler kavga ediyordu ondan mı?" diye ekledi.

Yüzüme öyle dikkatli bakıyordu ki mimiklerimi kontrol altına alma ihtiyacı hissetmiştim. "Hayır." dedim yeniden sesimi kontrol altında tutarak. "Ben aşağıya indim ama tartıştıklarından dolayı rahatsız edip araya girmedim. Çıktım hemen odaya." Bir bakıma doğruydu.

"Ne o zaman?" dedi sinirlendiğini gösteren bir şekilde. Sonra yeni bir sebep ararcasına "Ağrın sızın mı var?" diye de ekledi hızla.

Yüzümü sıvazladım sıkıca. Gözlerimi ovaladım, açmak istemedim. Yüzüne, gözlerine bakmak hiç bu kadar zor olmamıştı.

Arslan abimdi o benim. Çocukluğumun en güzel yanıydı. Ben onu hep sevmiştim. Bir abi gibi, bir baba gibi, bir arkadaş gibi. Şimdi ise daha net görüyordum. Bir yanım onu hep gizli, bambaşka sevmişti. Korkarak, kendinden utanarak. Şimdi onun da benim ona baktığım gibi bana baktığını görüyordum.

Gözlerinde tedirginlik vardı. Yaşanmamış anların hüznü vardı. Bu sefer ise bakışlarının karşılığını veremeyecek olan bendim.

"Bir şey yok diyorum." dedikten sonra varlığına aldanmadan hızla kalkmak istedim. Bu aslında pek mümkün olmadı. Artistlik yapar gibi kalkmak için henüz vaktim olduğunu gördüm.

MÂHPAREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin