29- Kayıp

42.9K 2.1K 601
                                    

 Herkese merhabalar👋

Bölüme geçmeden hemen önce görmeyenler için ufak bir duyuru yapayım. Bildiğiniz üzere her yeni bölümde Mahpare finale daha çok yaklaşıyoruz. Ben de ondan sonrasında çıkacağımız yolculuk hakkında az da olsa fikrimiz olsun diye sizinle yeni hikayemizi tanıştırmak istedim🧡

Nale.

Okumak isteyenler profilimden ulaşabilirler.✨

Beğenmeyi ve satır arası yorumlar yapmayı unutmayın olur mu?
Herkese keyifli okumalar🧡🙏

"Baba"

Yağmur'un mavi gözleri içinde kopan fırtınaları gösterircesine koyu bir renge bürünmüşken ufak bir hareketle yerinden doğrulduğunu gördüm. Zaten fazlasıyla soluk olan rengi babasının onu duymuş olabileceği gerçeği ile daha beter bir hal almış, bende en azından arkamı dönmeyi becerebilmiştim. Döndüğüm de karşılaştığım alev saçan bir çift göz ise adeta korkmam gerektiğini haykırıyordu.

Yağmur babasının öylece büyük bir hayal kırıklığı ifade ile kendisini seyrettiğini görünce ayaklarını kalkmak için yataktan sarkıtıp "Baba?" diye seslendi. Umduğu babasının söylediklerinin hiçbirini duymamış olmasıydı.

Aksini düşünemiyordu, düşünemiyordum.

"Ne dedin sen?" Babası büyük bir tehlikeyle sesini bize duyururken aynı zamanda yakınlaşmıştı. "Ne anlattın?"

Bir an oluşan sessizlikle birlikte yayılan gerginlik ikimizin de zihninde elektriklenmelere, benim panikle yerimden doğrulmama sebep oldu. Araya girip müdahale etmek istercesine öne doğru atılırken Yağmur'u reflekse ardıma çekmiştim.

Korkmuştum.

Kısacık bir an karşındakinin babamın yaptıklarını yapabileceği gerçeği yüzüme vurmuştu ve korkmuştum.

"Osman amca?" diye seslendim hızla. Ilıman ses tonum bir etki yaratsın istedim ancak yaratmadığımı yeniden konuştuktan hemen sonra anladım. "Önce bir konuşsak mı?"

Osman amca çok kısa bir süreliğine benimle göz göze geldi. Bir anlık sakinleşecek sandığım anda yeniden alevlendi ve Yağmur'a doğru atıldı.

"Sen..." dedi hayal kırıklığı dolu bir sesle. "Sen hamile miydin?"

Gözlerimi kapatma isteği ile dolup taşsam da kalbim öylesine büyük bir hızla atıyordu ki değil bunu yapmak hareket bile edemiyordum. Öyle ki Yağmur ardımdan çıkıp zorlukla babasına doğru yürümek istediğinde benim gibi babasının da ilk dikkatini çeken zorlukla yürüyüşü oldu.

Yağmur titreyen dudağı, gözlerinden akan yaşları ile ulaştı babasına. Bunun bir izahının olmadığının bilincinde "Özür dilerim..." derken buldu kendini. Bu özrün neden kime olduğuna takılmadı. "Özür dilerim."

Osman amca garip bir durgunlukla durdu. Öfkesi yalnızca duruşundan bile yansıyordu bize ancak o Yağmur'a işkence etmek istercesine bir süre öylece durdu. Kelimelerini bürüdüğü sessizlik ateş olup yaktı Yağmur'u.

"Yazıklar olsun..." Dedi dakikalar sonra Yağmur'u paramparça ederek. "Bana bunu da yaptın ya..." Yüzünü gerçek bir hayal kırıklığı ile buluşturdu. "Yazıklar olsun."

Yağmur'un ağlayışları daha şiddetli ve içli bir hal alırken müdahale edip etmemek arasında bocaladım. Seslere daha fazla kayıtsız kalmayarak gelen Aslı teyze de benimle aynı duyguları paylaşmış, konuyu henüz bilmediğinden nasıl bir tepki vereceğini şaşırmıştı.

MÂHPAREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin