Ben: Burak su vermek daha önce aklına gelme dimi? Ölüyodum olm görmüyor musun?
Burak: sinirlenince bile tatlı oluyorsun:)
Ben: ay sen bana kafayı yedirteceksin! Neyse tamam ben banyoya gidiyorum sende keke un kat sonra fırına koy.
Burak: öf ben bunları tek başıma yapamam keki hazırla işte sonra fırına verelim ondan sonra girersin banyoya.
Ben: hööööfffff tamam.
Burak'la birlikte savaşı bitirdik ve keke unla kıvam verdik. Sonra fırına attık. Ben banyoya girerken oda salonda telefonla ilgileniyordu...duştan çıkıp odama gittim. Üstüme siyah bi eşofman ve beyaz kısa kollu bi tişört geçirdim. Çoraplarımıda giyip aşağıya indim. Burak salonda oturuyordu. Ben kafamda havluyla görünce güldü.
Burak: çok komik görünüyorsun. Kafanda kafandan daha büyük bi havlu var.
Ben: Burak şimdi seninle uğraşamam çünkü sevgilimi aramam gerek!
Sevgilim kelimesi duyunca şok olmuştu. Resmen kendinden geçmişti. Elini yumruk yapıp sıkmıştı bu yüzden boynundaki damarlar belli olmuştu. Sinirlenmişti hemde çok. oturduğu koltuktan kalkıp yanıma gelmişti ve beni duvarla arasına aldı. Sinirle gözlerime baktı.
Burak: ne demek sevgilim. Senin sevgilin mi var! Ne ara yaptın kızım daha dün kaçırılmıştın!
Ben şok olmuştum Nası bana bu kadar sert kızabiliyordu, bu hakkı ona kim vermişti?
Ben: sen bana karışamazsın! Ayrıca sana ne!
Burak: ne demek sana ne! Tabiki sana karışırışım ben senin-
Donup kalmıştı ben ona bakarken onun jeton daha yeni düşüyordu. O benim neyimdi ben onun neyiydim? Neden böyle yapmıştı. Ben anlam verememiştim.
Burak: afedersiniz Ece ben bi an gaza geldim. özür dilerim seni de korkuttum.
Karşımda masumca bana bakıyordu. Üzülmüştü.
Ben: özür dilenecek bişey yaptığını düşünmüyorum. Bi an gaza geldin o kadar. Ha bu arada içimi rahatlatacak mı bilmiyorum ama sevgilim yok sadece şakaydı.
Beni kendine çekip sarıldı. Bende ona sarıldım. O tarif edilemez kokusunu Ciğerlerime doldurdum. Muhteşem bi kokusu vardı. Ne marka parfüm olduğunu bilmiyordum. Bilsem kesin alırdım o kadar güzel kokuyordu. Benden ayrılınca bende ondan ayrıldım. O sırada telefon çalıyordu. Telefonunu açınca Emreyle konuştuğunu anlamıştım.
Burak: tamam gelin hadi biz evdeyiz.
Dedi ve telefonu kapatıp mutfağa gitti bende telefonumu aramaya başladım. Nerdeydi bu telefon? Kesin gizli ayakları vardı. Uzun uğraşlar sonucu telefonu mu bulmuştum. Salona geçip koltuğa resmen kendimi attım ama aklıma saçlarımı taramadığım hala havluyla olduğum geldi. Etrafa bi küfür savurarak banyo gittim. Saçlarımı Hem kurutup hem taradım. Aşağıya indiğim de yatmayı düşündüğüm koltuğa Burak yatmış televizyonu açmış maç izliyordu. Sinirlenmiştim orası BENİM köşemdi.
Ben: Burak kalkar mısın?
Burak: yoo gayet rahatım şu an.
Ben: bak rica ediyorum, kalkar mısın benim köşemden.
Burak: burası senin köşen mi?k zaman burda zevkle yatarım. Sonuçta ben kalkmadığımı için kudurucaksın:)
Ben: buraakkk kalk dedim.
Diye bağırmıştım ama o kahkaha atmıştı. Sinir krizi geçiriyor olabilirim.
Ben: senin vartan azına sıçıcam. Sen uyuz bişeysin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
⚡️PSİKOPATLAR⚡️
ActionŞuan yüzlerimiz çok yakındı. Arada sadece bi kaç santim vardı. Ama ben hiçbir şey umursamayıp sadece gözlerine bakıyordum. Yeşil gözlerine. Yeşilin en güzel,en canlı tonu. Rüya olabilir. Baktıkça bakasım geliyor. Resmen büyüleniyorum, beni kendimd...