Burak neden böyle yaptı anlamadım. Sadece kıyafetlerimin değerli olduğunu söyledim. O bu cümleden ona değersiz dediğimi çıkardı... ağlıyordum. Yatağımın üstündeki kıyafetleri etrafa dağıtıyordum. Bazılarını dolabın içine bazılarını yere fırlattım. Hatta üstlerinde tepindim. Bağırarak, ağlayarak kıyafetlerin üstüne bastım en sonunda güçsüz kalıp duvara dayandım. Sonra yavaş yavaş kaymaya başladım. Kendi kendime evde bağırıyordum. Bu birazcık da olsa rahatlatıyordu.
Ben: allahım ben öyle demek istemedim. Nolur Burak beni affetsin lütfen. Ben onu çok seviyorum. Oda beni seviyor biliyorum. Nolur affetsin. Yalvarırım affetsin beni. Söz veriyorum bi daha böyle bi aptallık yapmayacağım.
Şimdi de hıçkırarak ağlıyordum. Kendimi bi türlü durduramıyorum. Yaşlı gözlerimle kafamı kaldırdım ve tavana bakmaya başladım. Daha sonra kafamı tekrar dizlerime gömdüm. Sonra birisinin yanıma geldiğini hissettim. Kafamı kaldırınca çığlık attım. Çünkü karşımda Ateş vardı!
Ateş: Ece neden ağlıyorsun?
Ben: git evimden birazdan Burak gelicek.
Ateş: tamam şimdi gidiyorum ama yine görüşücez.
Dedi ve gitti. Ben daha çok ağlamaya başladım. Sonra birisinin elimi tuttuğunu hissettim. Çığlığı bastığımda eliyle ağzımı kapattı.
Burak: tamam sakin ol benim.
Gelen burakmış. Ama o kapıyı çarpıp gitmemiş miydi?
Ben: gitmemişsin!
Dedim ona sarıldım. Oda bana sarıldı sonra ondan ayrılmadan soru sordum.
Ben: az önce biri eve girdimi?
Anlamamış görünüyordu. Benden ayrılıp yüzüme baktı.
Burak: ne diyorsun Ece! Ben hep evdeydim gitmedim. Sadece kapıyı çarptım.
Ben: b-ben saçmalıyorum galiba. Ben özür dilerim. Affet beni.
Burak: Ece ban biraz abarttım. Şu kıyafetleri kıskandım ama bi anlık oldu. Özür dilerim.
Ben: tamam özür dileme geçti gitti.
Odamdan çıkıp banyoya gittim elimi yüzümü yıkadım, sakinleştim. Sonra da Burak'ın yanına odama gittim. Galiba giysilerimi toplayacaktık.
Burak: gel bakalım asi prenses. Giysilerini yerleştirelim. Hem akşama güzel bi yere gideceğiz kıyafetini seçeriz.
Ben: ciddi misin? Nereye gideceğiz.
Burak: süprrriiizzzzz:)
Ben: ya o zaman niye şimdi söylüyorsun! Meraktan çatlayayım diye mi?
Burak: EVET!
Ben: pisliksin:(
Yaklaşık 2 saatin sonunda hem dolabımı temizledik hemde kıyafetlerimi yerleştirdik. Bu arada akşam ki gideceğimiz yer için kıyafet de seçtim. Ve bunları Burak onayladı ama tek bi şartı vardı. Asla yanında ayrılmayacakmışım. Mini etek kadar olmayan bi siyah kısa bi etek, siyah göbeği açık bi askılı ve siyah spor ayakkabı. akşam bunları giyeceğim...
Kızlar hala alış verişten dönmediler merak ettiğim için onları aradım.*Ece, melisayı arıyor ve Melisa telefonu açıyor*
Melisa: alo efendim aşko!
Ben: aşko mu? Neyse Melisa siz nerdesiniz? Kaç saattir napıyorsunuz dışarıda?
Melisa: mağazalara falan girdik, bi kaç parça bişey aldık. Akşam gideceğimiz ger için elbise falan aldık.
Ben: sizinde mi haberiniz var?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
⚡️PSİKOPATLAR⚡️
AcciónŞuan yüzlerimiz çok yakındı. Arada sadece bi kaç santim vardı. Ama ben hiçbir şey umursamayıp sadece gözlerine bakıyordum. Yeşil gözlerine. Yeşilin en güzel,en canlı tonu. Rüya olabilir. Baktıkça bakasım geliyor. Resmen büyüleniyorum, beni kendimd...