Keyifli okumalar...
Üç hafta geçmişti. Dazai'nin hizmetçim olması ve bana hizmet etmeye başlamasının ardından üç hafta. Komikti çünkü her sabah saat yedide kapıma gelir ardından ev halkı ile ufak bir sohbet ederdi. Ben hazırlanana kadar da ablamın tacizine uğrardı. En son ablam elinde neşter ile Dazai'e yaklaşmaya çalıştığında, Dazai çığlık atmış ardından kaçıp beni penceremden almış, öyle okula gitmiştik. Her günümüz böyle atraksiyonlu geçiyordu.
Üstelik derslerimizede odaklanmıştık. Dazai'nin evinden sonra Yuan'a, sonra Hinamiye gitmiştik. Son olarak sırada ben vardım ve bu hafta sonu bana geliceklerdi. Acaba psikopat ailemi nasıl evden atarım?
Günlerden pazartesi idi. Yine aynı atraksiyonla okula gelmiş ve sıramıza oturmuştuk. Tek fark vardı... Ben yüzümü sıradan kaldıramıyordum...
Öğle arasının gelmesi ile başım hala sırada idi. Arkamdaki adımlamaları ve takırtıları umursamayıp, masada yatmaya devam ettim. Ardından arkamdaki masaya oturan beden ile, iç çektim.
-Gene ne oldu Chuuya? Ne bu halin?
-Boşver...
Mırıldanmam ile hafif homurtular çıkarmış, ardından solumdaki saçımı eline almıştı. Saçımla oynarken benimle uğraşmaya da devam ediyordu. Onunla bu geçen vakitte iyi arkadaş olmuştuk.
-Chuuya? En son ne zaman yıkandın? Saçın keçe gibi...
-İki gün önce...
-Öğğ!
Arkamda böğürme sesi çıkardığı zaman, hızla doğrulup Dazai'e döndüm. Bana sırıtarak bakıyordu ve bu sinirlerimi arttırıyordu.
-Sensin keçe! Ayrıca... Bir müddet konuşma benimle... Düşünmem lazım...
-Neden?
Tek kaşını kaldırarak sorusunu yönelttiğinde iç çekip sınıfın en köşesinde masasına gömülmüş Hinami'ye baktım. Dazai baktığım yere bakıp ardından sırıtmış, sonra kolumdan asılarak beni ayağa kaldırmıştı. Ne yaptığını anlayamadan sınıftan çıkmış ve kafeteryaya gelmiştik. Hızla beni boş bir masaya oturtup, kantinden birkaç abur cubur alıp geldi. Ardından masaya koyup sandalyesine oturdu. Sırıtarak bana bakarken konuştu.
-Anlat bakalım... Derdin ne?
-Tüm bunlar...
-Tanıdığım bütün kızlar depresyonda iken bunları yiyor... Seninde işini görür belki?
Başımı onaylarcasına sallayıp, önümdeki çikolata paketini açtım. Bir ısırık alıp masaya dirseğimi dayadım. Ardından yüzümü elime dayadığımda, Dazai 'Hadi anlat' bakışları atıyordu.
İç çekip konuşmaya başladım.
-Dazai, ilk öpücüğün nasıldı?
-Ha?
Ciddi olduğumu anladığında elini çenesine götürüp düşündü. Ardından yüzüme gülerek baktı.
-İlk öpücüğüm, ben 110 yaşımdayken benden 40 yaş büyük bir kız tarafından oldu. Biraz değişikti tabii, ama anlayış gösterdim. Sonuçta ben harika birisiyim değil mi?
Sırıtarak sorduğu soruya, göz devirip önümdeki çikolataya baktım. Ardından kısık bir sesle konuştum. Duyma yeteneği gelişikti. Duyardı değil mi?
-Ben... Hinami'nin evinde, Hinami beni öptü...
Hızlıca mırıldanıp gözlerimi kapattım. Dazai şaşkınlıkla bana bakarken, gözlerini birkaç çırpıştan sonra yavaşça konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sweet Blood ~Soukoku♡~
Teen FictionVampir kurguludur, anime ile alakası yoktur. Yetişkin içeriklidir. Ağır Smut içermektedir!!!🔞 Keyifli okumalar...🖤 Bölüm'den bir kesit~ Dazai elini belime attı ve dikkatimi çekmek için biraz belime baskı yaptı. Yüzümü ona çevirdiğimde dudağını bü...