Yirmi Beşinci Bölüm; Çifte Siyah

656 55 236
                                    

Biraz uzun bir bölüm olucak.
Keyifli okumalar...🖤
Yazar'dan

Chuuya şapkasını düzeltmiş ve karşısın da sırıtmaya devam eden Gogol'a gözlerini dikmişti. Nasıl bir yeteneğinin olduğunu bilmiyordu. Karşısındaki bu hayaletimsi varlık, ondan gelme miydi onu bile bilmiyordu. Şu anlık aklın da sadece tek birşey vardı, o da... Kazan ve öldür!

Chuuya ileriye doğru iki adım atmış ve ayağını sertçe yere vurmuştu. Vurması ile altındaki zemini parçalamış ve neredeyse boyu kadar taşları yeteneği ile hava da tutuyordu. Gogol bir müddet kendisine baktığı zaman, bir şeyler mırıldanmıştı. Chuuya kaşlarını çatarken, beyaz varlık kendisine doğru hızla geliyordu.

Chuuya geriye adımlamak yerine, kayaları o na doğru fırlatmıştı. Ama asıl hedef beyaz varlık değil di. Arkadaki Gogol'dü ve işe de yarıyordu. Her attığı kaya ile zig zaglar çizen Gogol, bir yer de takılmış ve düşmüştü. Chuuya yanına hızla gelen beyaz varlığı kısaca sıyırmış, yanın da, hava da dikilen taşı eline almış ve yerdeki Gogol'a fırlatmıştı.

Kaya büyük bir gümleme ile yere çarptığın da, Chuuya arkasın da hissettiği varlık ile âni bir dönüş yapmış ve beyaz varlığın sırtına çıkıp boğazına dayanmıştı. Yeteneğini aktifleştirip ağırlığını bin katına çıkardığın da, ayağa kalkmış ve ayağını vurarak sert bir şekil de yere çakılmasını izlemişti.

Yer de yatan beyaz varlığa bir müddet baktıktan sonra, ayağının altına aldığı taş parçası ile ezilen Gogol'ün yanına gitmişti. Karanlıkta pek birşey göremese de, kayanın altın da kan olmadığını anlaması uzun sürmemişti.

Ay ışığının etrafını aydınlatması ile etrafına bakınırken, âniden boğazının sıkılması ile nefessiz kalmıştı. Elini boğazındaki ele götürmüş, ardından yerde zıplayıp, sağına dönerek elin sahibinin beline sert bir tekme geçirmişti. Boğazındaki elden kurtulunca soluklanmış, ardından yerden doğrulup ayağa kalkan kişiye baktı. Bu Gogol'dü.

-Yeteneğini anlamadım ama... Benim açımdan sinir bozucu olduğu kesin.

Gogol kıkırdadığı zaman Chuuya kaşlarını çatmış, gelecek hamleyi bekliyordu.

Çok geçmeden Gogol elini sağına uzatmış, ardından kara delik açmıştı. Chuuya şaşkınlıkla bakınırken, o elini kara deliğe sokmuştu. Chuuya, Gogol'a bakınmaya devam ederken başındaki şapka alınmıştı.

Chuuya tikliyerek arkasını döndü ve kara delikle karşılaştı. Hafifçe yutkunduktan sonra, Gogol'a dönmüştü.

-Bu yeteneğini babamdan bile sakladın, değil mi?

-Maalesef öyle oldu... Emin ol, yeteneğimi bilseydi şuan daha farklı halde olabilirdik. Belki de şuan yaşıyor olabilirdi.

Chuuya, Gogol'ün yeteneğini tam olarak anlamasa da, karanlığın onun faydasına olduğunu iyi biliyordu. Kısaca arkasına baktığın da, kara delik kaybolmuş şapka ise yerdeydi. Şapkayı yerden alırken, Gogol gülmüş ve konuşmuştu.

-Emin ol, seninle oynamak çok zevkli... Bu küçüklüğünde de öyleydi, hala da öyle.

-Seni piç herif...

Chuuya şapkasını kafasına geçirdikten sonra, sinirle arkasını dönmüş ve koyulaşan mavi gözleri ile karşısındaki Gogol'a baktı. Çok geçmeden yerinden fırlamış ve Gogol'a atılmıştı.

Sweet Blood ~Soukoku♡~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin