Sweet Blood ~Soukoku♡~

Altıncı Bölüm; Mavi gözlü Minik Kız

Keyifli okumalar...
Yazar'dan;

Dazai, Chuuya'yı kucaklaması ile uçarak evine götürür iken, Chuuya'nın kalp ritimlerini dinliyordu. O kadar hızlı atmaktaydı ki, Dazai yutkunmadan edemiyordu.

En sonunda evine vardıklarında hızlı adımlarla odasına çıkarıp, miniği yatağına yatırdı. Üzerindeki kanlanmış elbiseleri yavaşça çıkarırken, bir yandanda telefonunu cebinden çıkartıyordu. Odasaku'yu bulup tuşladığında hopörlere alıp, komodinin üzerine koydu. Birkaç çalıştan sonra telefon açılmıştı.

-Efendim?

-Odasaku, hızlıca bana gel. Ango'yu da getir...

-Emredersiniz...

Telefon kapandığı vakit Dazai minik kızılı soymuş, sadece baksırı ile duruyordu. Onun bu görüntüsüne boş gözlerle baksada, yutkunmadan edememişti. Kolundaki ve göğüsündeki çizikler kanayıp vücudundan akmıştı. Üstüne bacağında bulunan orta büyüklükteki yarada kendisini belli ediyordu.

Dazai yatağa yavaşça oturup kızılın yüzüne baktı. O korku dolu gözler ona birisini hatırlatmıştı. Bundan on altı yıl önceydi...

16 Yıl Önce...

Dazai, babasının yakasına yapışması üzerine bunalıp, insan şehrine gelmişti. Çatıların üzerinden, gelen geçen insanlara bakınırken çıkmaz sokakta ağlama sesleri işitmişti. Kaşları hafif çatılır iken, beş katlı binadan yere atladı.

Yere yavaşça iniş yaptıktan sonra, ellerini cebine soktu ve minik çocuğun yanına ilerledi. Kızıl saçları dizinden sarkan minik çocuk dizini kendisine çekmiş, başını ise kolları arasına gömmüştü.

Hıçkırıklarla ağlamaya devam ederken, Dazai etrafına bakınır. Kimsenin olmayışı ile iç çekip, minik çocuğa yaklaşır. Elini uzatıp minik çocuğun omzunu dürter. Dürterken eline gelen ipeksi kızıl saçlarına hayranlıkla bakmıştı. Kim onu bu hale getirmişti?

-Hey çocuk...

Minik çocuk dürtülmesi ve çağırılması üzerine, başını yavaşça kaldırıp Dazai'e bakmıştı. Ağlamaktan kızaran gözleri masmavi gözlerini ortaya çıkarır iken, Dazai birşeyi kesinleştirmişti. O bu dünyadaki en güzel kızdı...

-E-Efendim...

Dazai elini minik kızın yüzüne götürüp, yüzündeki yaşları sildi. Ardından başını biraz eğip kıza baktı.

-Yaşın kaç?

Ağlamaktan ve üşümekten vücudu titrer iken, zorlukla konuştu minik kız...

-6

Dazai onaylayıp başını salladığında, etrafına bakındı. Onu hemen şimdi götürmek istiyordu. Onun gibi bir güzelliği, böyle bir çöplükte bırakmak istemiyordu...

Minik kıza dönüp elini yanağına koydu. Gülümseyerek karşısındaki mavilere bakarken, minik kızın güvenini kazanmaya çalışıyordu.

-Adın nedir?

Kız ilk tereddüt etti. Ardından etrafına bakındı. Sonra beklentide olan Dazai'e döndü.

-Benim adım-

-Ah! Benim güzel kızım buradaymış!! Neden babandan kaçıyorsun!?

Dazai, minik kızın ismini öğrenememenin siniri ile, koşarak gelen beyaz saçlı adama baktı. Elini minik kızın çenesinden çekmek istemesede, adamın kızı kucaklaması ile çekmek zorunda kalmıştı.