On Dokuzuncu Bölüm; Chuuya Artık Bir Ölü...

680 61 234
                                    

Keyifli okumalar...
Yazar'dan;

Dazai ve Fyodor'un kısa süren tokalaşmasından sonra, Fyodor Dazai'nin kolundan tutar ve iki kere etrafında çevirip Dazai'i karşılarındaki harabeye fırlatır. Dazai baştan beri hazırlıklı olduğundan, elindeki katanayı elinde konumlandırır ve karşısına çıkan rakiplerine hızla atılır.  Dost vampirler düşman vampirler ile kapışırken Dazai, âdeta bir suikastçi misâli düşmanların arkasına geçer ve elindeki katana ile başlarını koparır. Onun bu özelliğinden cümle âlem korkmuştur... Hem yetenek silme, hem de hızı ve sinsiliği ile düşmanlarına hep korku salmıştır. Bu konuda, Fyodor bile ondan ürkmektedir.

Dazai yardımcı olduğu her vampire emir verip yaralı olanlara destek olmalarını, gerekirse kraliyet şatosuna kadar taşımalarını emretmişti. Ardından ölen yoldaşlarının cesetlerine iyi bakılmasını, en ufak bir zarar görmemesini ve üzerinin örtülmesini emretmişti. Dazai bunları hallederken, bir yandan Fyodor ölen savaşçılardan, yere düşen mızrağı eline alıyor ve fırlatıp en az on kurt adamın kalbine saplayıp ve hepsini yerde sürükleyip, bir kayaya çarpmasını ve ölmesini sağlıyordu. Fyodor ve Dazai gerçekten korkulan ikililerdi.

Dazai sağ safı hallettiğini düşünüp kuzeye doğru ilerlerken, büyük bir kayanın arkasına saklanan askeri gördü. Hızla yanına ilerleyip titreyen bedenin önüne indi ve daha başını kaldırmasını beklemeden elindeki katanayı başının sağ yanına, kayaya saplamıştı. Çıkan ses ile asker titrerken, Dazai kızıl gözlerini düşmana dikip tok bir ses ile konuştu.

-Ajan mısın?

Asker korku dolu gözlerle Dazai'e bakarken, Dazai sabredemediğini belli edercesine, askerin sol tarafına ayağını sertçe vurdu ve dayandığı koca taş ortadan ikiye yarıldığında, asker tiz bir çığlık atıp yerinde zıplamıştı. Dazai ise daha yüksek bir ses ile sorusunu tekrardan sormuştu.

-Ajan mısın?

-E-Evet!

Asker korku ile Dazai'e bakarken, Dazai hafifçe başını sallayıp yerdeki askerin kolundan tutar ve ayağa kaldırır. Aralarında on beş santim var iken, Dazai kolunu bırakıp yakasını tutar. Tuttuğu yakadan zayıf bedeni kaldırdığında, asker nefes alamaz ve debelenmeye başlar. Dazai hiç istifini bozmadan boş bakışlar ile üçüncü sorusuna geçmişti.

-Shibusawa Tatsuhiko'nun mekânına beni götürücek misin?

Asker hızlıca hayır şeklinde başını salladığında, Dazai derin bir iç çekip karşısındaki yarılmış taşa bedeni hızla çarptı. Beden kısa sürede kanlar içerisinde kalmış ve askerin ölümü gerçekleşmişti. Dazai ölmüş bedenin yanındaki kayaya nerdeyse kulpuna kadar sokulmuş katanaya baktı. Ardından uzanıp katanayı sanki hiç sokulmamış gibi çıkarıp, elinde ters bir şekilde konumlandırıp, kanatlarını çıkarmış ve kuzeye ilerlemişti.

*Yazar'dan; Bıçağı ters şekilde konumlandırmak, kısaca düz tutmanın tersi şeklindedir. Yani bıçağın keskin olmayan tarafı bileğine bakar. Bu şekilde bıçak kullanımı, suikastçiler içindir.*

Kuzey tarafına geldiğinde Kunikida'yı görmüş ve hemen önüne gelip inmiştir. Kunikida yeteneği ile uyku gazları yapıp, neredeyse 180 kadar düşman vampir ve kurt adamı uyutup bağlamıştı. Dazai bu yakalama işinde Kunikida'ya güvenmişti ve güvendiğine değmişti.

-Majesteleri...

-Evet, Kunikida?

-Efendim... Odasaku, o-

-Bizleri için kendisini feda etti... Bu savaşı kazanmamız için... Şimdi Kunikida, bana söyle! Düşman, ordu başını yakaladın mı?

Kunikida saygı ve üzüntü ile Dazai'nin karşısında diz çöküp mırıldandı.

Sweet Blood ~Soukoku♡~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin