Kırk Beşinci Bölüm; Minik Kız İçin Büyük Yemin

302 17 15
                                    

Keyifli Okumalar...🖤

-Chuuya-kun, Dazai'nin dediklerini anladığını varsayıyorum?

-Dazai-sama demelisin.

-"Dazai adlı veledin."

Frankenstein tırnak içine alıp cümlesini yenilediğinde, Dazai dişlerini sıktı ve tüm bunları boşvererek sedyede yatan kıza bakındı.

-Lanetin halen geçerli olması canımı sıkıyor. Vampir genlerini insanlara aktarması da öyle.

-Dazai bildiğim kadarıyla bu "Lanet" yeteneğinin yalnızca insanlarla bağlantı altına girmesiyle oluyor. Gerekse kan, gerekse zarar yönünden.

-Öyle olsa bile o puştun halen bu yeteneği gerçekleştirecek vampir yönü kalmamalı. 60 yıl oldu!

Dazai bağırıp elini alnına vurduğunda, dediklerini halen anlamıyordum ve bu da beni sinirlendiriyordu. Frankenstein hem Dazai ile konuşuyor, hem de sedyede yatan kızla ilgileniyordu. Kolundaki yarayı diktikten sonra kansızlığına çözüm olarak serumla beraber kan bağlanmıştı.

Minik kız uykudayken yanı başında duruyor ve onun uyanmasını bekliyorduk. Her bir dediği bizim için kötüye gidilen büyük adımken, bu tartışmaya başlanılmıştı.

-Dazai, bilirsin yüz yıllarca vampir olarak hayat süren birisi, içinde bulunan vampir genlerini bin kişiye daha aktarsa gene kurtulamaz. Her ne kadar imkansız olsa da bu kadar çabayı takdir etmek lazım.

-Takdir mi? Cidden takdirlik bir iş mi bu!!?

-Dazai sakinleş. Bize yardımcı olmaya çalışıyor.

Minik kızın saçını okşarken, bir anlığına Kenji'yi özlediğimi farkettim. Yüzümde buruk bir gülümseme meydana gelirken, Dazai'nin sinirden kasılan yüzüne de bakış atmadan edememiştim.

-Gençlerin bu hallerine alıştım denebilir, Chuuya-kun. Sorun yok.

Frankenstein gözlüğünü Dazai'e bakarak orta parmağıyla düzelttikten sonra bana döndü ve yanıma adımlayıp minik kızın sarılan koluna baktı.

-Muhtemelen bu yara da "onun" tarafından çizilerek oldu. Üzerindeki kirli şalı da hesaba katarsak yaklaşık 2-3 gündür sokaklarda geziniyor. Bu süre ise onu vampire çevirmek için gayet normal bir süre.

-2-3 gün mü? Tanrım bu kadar ufak bir kız...

Yüzümdeki gülümseme saniyesinde solarken parmaklarımın arasındaki kahve saçları biraz daha okşadım ve elimi çekip sedyenin yanındaki sandalyeye oturdum.

-Bu süreçte ona ne olacak?

-Bünyesi ve ruh gücü yüksekse vampir olacak. Ama eğer her ikisi de zayıfsa...

Frankenstein susup gözlerini yumduğunda, ne demek istediğini anladım ve başımı eğip eldivenli parmaklarımla oynamaya başladım. Baş parmaklarımı birbirine vururken, işaret parmaklarımı da birbirlerine bastırıp düşünmeye başladım.

-Kızın ailesini de bulmamız gerekiyor. Bu kötülüğü masum insanların başına çıkaran kişi şuan onlarla olabilir. Bu çok ürkütücü.

Sweet Blood ~Soukoku♡~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin