Keyifli okumalar...🖤
Dört gün geçmişti, günlerden çarşamba idi ve iki gün önce sınava girmiştik. Açıkçası ben sıçmıştım. Çünkü matematiği gerçek anlamda batırdım ve... Umarım Dazai'de batırmıştır... Bir iki puan dahi onu geçebilsem benim için mükemmel bir zafer olucaktı.
Sabahın erken saatlerin de, Dazai ile beraber okula gidiyorduk. Sonuçlar bugün açıklanıcaktı ve o vakte kadar konuşmak istemiyordum. Okula doğru yürürken, Dazai kolumdan tutmuş ve ara sokağa sokmuştu. Şaşkınlıkla karşımdaki bedene bakarken, o ise eğilip dudağıma ufak bir buse kondurdu. Ardından elini trençkotu'nun cebine attı. Bir kutu çıkarıp gözlerime baktı.
-Şimdi bana söz ver, kızılım...
Kutuyu açıp içerisinden iki tane mavi renkte kolyeyi çıkardı. Birini elinde tutarken, diğerini boynuma geçirmiş gözlerime bakıyordu.
-Bunu boynundan hiç çıkarmıyacaksın... Anlaştık mı?
Boynumdan elini çekmeden önce yanağıma bir buse kondurup, kendi kolyesini boynuna takmaya başladı. Elimi kolyeye götürdüğümde gülümsemeden edemedim. Parlak mavi idi ve yunus şeklindeydi. Gayet hoş görünüyordu ve elimle oynamaya devam ediyordum. Dazai gülümsediğimi farkedince, yanıma gelip ellerini bana sardı. Bende karşılık olarak minik ellerimi beline sarınca gülmüş ve saçımı öpmüştü.
-Seni seviyorum kızılım...
-Biliyorum, bende...
Mırıldanmam sonrası duymuş olucakki, kıkırdayıp alaycı bir şekilde konuşmaya başlamıştı.
-Sen ne?
-Dazai anladın...
-Anlamadım ben malım. Söyle hadi, sen ne?
-... Bende...
Gözlerimi yumdum ve göğüsüne daha çok sokulup mırıldandım.
-Seni seviyorum... Hemde çok...
-Duyamadım~
Kaşlarımı çatıp hızla başımı kaldığımda, eğilmiş ve beni öpmüştü. Fazla sürmemiş bende ellerimi boynuna dolayıp karşılık vermiştim. Dillerimiz aramızda dans ederken, bu güzel his ile ufak bir inilti bıraktım. Dazai sağ elimi boynundan çekip ellerimizi birbirine kenetlediği vakit, arkamdaki duvara beni yaslamış öpmeye devam ediyordu. Dizini duvara yaslanmış olan benim bacaklarımın arasına yerleştirdiğinde ağızına bir inilti bıraktım. Pekala, Dazai'nin etkisi gerçekten çok fazla... Daha hiç birşey yapmadık ama ben şimdiden uçuşa geçmiş haldeydim!!
Dazai yavaşça benden ayrıldığında alınlarımızı birbirine dayamış ve sulanmış gözlerime baktı. Karşısında dilim yarı dışarda yanaklarım kızarık bir şekilde nefeslenirken yutkunmuş, ardından kulağıma fısıldamıştı.
-İstersen şimdi evimize gidebiliriz~
Dediği ile irkilip kendime gelmeye çalıştım. Ama bu gerçekten çok zordu ve.... Tanrım gerçekten zordu! Onunla gitmeyi ve gerekirse bir hafta sadece sevişmek isyordum!
-Sınav sonucunu... Iğh! Gö-Görmemiz lazım... Dazai!
Dazai boynumu bileklerimi durmadan ya öpüyor yada ısırıp emiyordu. Bu yaptığı yüksek şehvetli hareketler ile ufak inlemeler yaparken, elimi kurtarıp Dazai'i ittim. İtmem ile gülmüş, ardından karşı duvara yaslanıp bana bakmıştı.
-Tüh... Az kalmıştı~
-Pislik...
Halime gülümseyip yerinden doğrulmuş ardından cebinden bir kutu çıkarmıştı. Şaşkınlık ve merakla yüzüne bakarken, yavaşça toparlanıp üzerimi düzelttim. Ardından çantamı omzuma atıp merakla beklemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sweet Blood ~Soukoku♡~
Teen FictionVampir kurguludur, anime ile alakası yoktur. Yetişkin içeriklidir. Ağır Smut içermektedir!!!🔞 Keyifli okumalar...🖤 Bölüm'den bir kesit~ Dazai elini belime attı ve dikkatimi çekmek için biraz belime baskı yaptı. Yüzümü ona çevirdiğimde dudağını bü...