İntikam!
Aklında sadece bu duygu vardır.
Aşk, yok.
Sevgi, yok.
Bağlılık, yok.
O günden beridir, kin güttüğü adamdan nihayet intikamını alacaktı.
Görev başlasın!
"En iyi planlarda bile kusurlar olabilir."
***
Kitabın bütün hakları şahsıma aittir!
Bölümü okumaya başlamadan, küçük yıldızı parlatırsanız çok sevineceğim.
Beğendiğiniz her satıra aiyana yazabilirsiniz.
Keyifli okumalar...
***
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
7.BÖLÜM: "PLAN"
Evin içerisi çok sessizdi. Gözlerimi bir kaç kıprıştırdım. Güneşin ışığı direk yüzüme vuruyordu. Buda gözlerimi açmama engel oluyordu. Üzerimdeki battaniyeyi kenara koydum.
Kanepeden kalkıp, banyoya gittim. Esneyerek içeriye girdim, gözlerimi hâlâ zorlukla açmaya çalışıyordum. İçeriye girip, musluğun önüne gittim. Aynada gördüğüm yansıma ile hızlıca arkama döndüm. Zaten arkamda olduğu için, bedenine resmen bodoslama çarptım.
"Pardon!" Alparslan, belinin aşağısında havlu bağlamış bir şekilde karşımda duruyordu. Bana sorgular bir bakışlar attı.
"Niye geldin?" Elim ile musluğu gösterdim.
"Ben elimi yüzümü yıkayacaktım." Üzerime bir adım ilerledi, çıplak bedenine bakmamak için büyük özen gösterdim. Ellerini iki tarafıma koydu. Bedenini birazcık daha bana yaklaştırdı.
"Doğruları söyleme vakti sence de gelmedi mi?" Kalbimin atış hızını şu an çok net bir şekilde duyabiliyorum. Ne yani, benim gerçek görevimi öğrenmiş miydi?
"Mesela ilk önce şunu söylemekten başlayabilirsin." Saçlarımı geriye çekti.
"Buraya, ben varım diye mi girdin?" Derin bir "oh" çektim. Öğrenmemişti, şu anda zil takıp oynayasım var.
"Cevap?"
"Soru mu sordun ki?" Alparslan, yüzüme yaklaştı kısık gözler ile baktı.
"Miray..." Lafın devamını getirmeden, "Alp" Bedeni kap katı kesildi.