15. SALDIRI

3K 249 271
                                    

Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatmayı unutmayalım.

Bölüme başlama saatlerinizi bu satıra yazabilirsiniz.

Keyifli okumalar.

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

15.BÖLÜM: "SALDIRI"

İçeride ne oluyordu, en ufak bir fikrim bile yok. Yardım etmem gerekiyormuş gibi hissediyorum, tek bildiğim bu. 

"Salak mısın sen, niye yardım edeceksin?" İç sesime hak vermiyorum, çünkü onu öldürmelerini istemiyorum.

Onu öldürmeden, yavaş yavaş çürümesini istiyorum.

Polise haber verirsem, çok geç kalabilirim. Ben düşünmeye devam ederken, kapı bir anda açıldı. Karşımda gördüğüm iri yapılı bir adam ile bir kaç adım geriye gittim. 

"Kimsin sen, niye geldin?" Sesinde bayağı bir sinirli ses tonu vardı. Arkada gördüğüm kadarıyla, Alparslan ve karşısında bir adam birbirlerine silah doğrultuyorlardı. 

Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Rus ruleti gibiydiler, bir dakika ne dedim ben? İşte bu, adamın suratına baktım.

"Ayıp ama, Rus ruleti oynuyorsunuz beni çağırmıyorsunuz." Adamın elini koyduğu yerden eğilip içeriye girdim. Alparslan beni görünce şaşkınca baktı. 

"Lan o kadar Rus ruleti oynuyorsun yukarıda ki bacını çağırmıyorsun." Karşısında ki adamın silahına baktım. Walther modeldi, dayanıklı bir silahtır. Alparslan'ı elmaya çevirecek güçte denilenedebilir.

"Kim bu?" Silahına baktığım adam indirdi, Alparslan yanıma gelerek kolumdan tuttu. 

"Niye girdin sen buraya, manyak mısın?" Adam duymasın diye yanağını okşadım, yalandan da olsa gülümsedim.

"Abi dur bak oyun oynayacağız." Alparslan'ın etrafından çekildim, ona silah doğrultan adamın yanına gittim. 

"Amca o silah kuru sıkı mı, güzelmiş." Silahlarla büyüyen ben bunları tabii ki biliyorum, ama dikkatlerini dağıtmam gerek. 

"Sana ne, Arslan kim bu?" Alparslan'ın kod adı, Aslanmış. Bunu duyduğuma sevineceğim aklımın ucundan bile geçemezdi.

"Sakin olalım, ben Mira ama abim Miray diyor. Gerçi anlama kıtlığı olduğunu falan sanmıyorum. Fakat Miray diyor, ne yaparsınız o da öyle bir tip insan." Tek solukta söylediklerim karşısında, adam dilini yutmuş gibi suratıma bakıyordu.

"Senin ağzında motor falan mı, takılı?" Gözlerimi devirmemek için zor durdum. Alparslan bana sinirli bir şekilde bakıyordu.

"Yok, ben doğarken annemgil üç kere havaya atıp, iki kere tutmuşlar ondanmış." Dedim ve Alparslan'ın kanepesine oturdum. 

GİZEMLİ | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin